Bu yaz Yunan adalarının popülerliği aşikar. Adalar içinde en çok tercih edileni kuşkusuz Mykonos. Yunanistan seyahatim boyunca gideceğim adaları karşılaştığım Yunanlılara sorduğumda Santorini için çok güzel, Mykonos için ise çok pahalı ve daha çok gece hayatını sevenler için olduğundan bahsettiler. Santorini tam olarak beklediğim gibiydi. Mykonos’a gittiğimde gerçekten de doğa olarak Ege’nin klasik adalarından olduğunu ancak Mykonos’un farklı bir karakteristiği olduğunu farkettim. Ve evet gece hayatı gerçekten çok hızlı ve çılgın. Santorini ne kadar çiftler için uygunsa Mykonos da bir o kadar bekar seyahat severler için ideal.
Öncelikle adadaki tüm yapılar beyaz. Sadece çerçeve ve kapı renkleri farklı. Onlar da ağırlıklı olarak mavi ve ya bordo. Kent merkezindeki birbirine açılan dar sokaklar da bembeyaz ve tertemiz. Beyaz badanaları sanki yeni boyanmış gibi. Yerler inanılmaz bakımlı. Merkezde bir çok lüks markaya ait mağaza var. Adım başı taverna, kafe ve ya bara rastlıyorsunuz. Akşam olduğunda ışıl ışıl dar sokaklara akıyor insanlar.
Mykonos’un simgesi haline gelmiş yerler ise merkezin sahil kısmında yer alıyor. Denize doğru baktığınızda sağ tarafınızda “Little Venice” yani “Küçük Venedik”, solunuzda ise yel değirmenleri manzarası yer alıyor. “Little Venice” yan yana dizilmiş deniz kenarındaki evlerden oluşuyor. Dilerseniz bu evlerin içinde yer alan kafelerde oturabilir ve güneşin batışını izleyebilirsiniz. Burası benim adanın en beğendiğim yerlerinin başında geliyordu.
Mykonos’un bu kadar tercih edilmesinin altında yatan sebep gece hayatının yanında sunduğu özgür ve rahat ortam. Bu sebeple gay ve lezbiyenler tarafından da çok tercih edilen bir tatil destinasyonu. Adaya gelenlerin büyük çoğunluğunu 30 yaş altı gençler oluşturuyor. Mykonos’da denize girelebilecek bir çok plaj olmasına rağmen yüzmek için adanın güneyindeki plajlar tercih ediliyor. Buradaki plajlar az rüzgar aldığından deniz daha sakin. Kuzeydekilerde ise insanı uçurabilecek sertlikte rüzgar esiyor. En popüler plajları Psarou, Ornos, Elia, Paradise ve Paraga.
Plajlarda giriş için ücret yok. Sadece şezlonglara €8’dan başlayan ücretler ödüyorsunuz. Gece insanlar sabaha kadar partilediği için plajlar genelde sabah erken saatlerde sakin oluyor. Ancak öğleden sonra iğne atsanız yere düşmeyecek seviyede kalabalıklaşıyor. Özellikle bazı plajlardaki restoran/barlarda saat 17:00’de partiler başlıyor ve sabaha kadar devam ediyor. Dünyaca ünlü DJ’ler sık sık konserleri oluyor.
Ada da araba’dan çok motor veya atv kiralamak en kolay ulaşım yöntemi. Yollar çok dar. Zaman zaman karşıdan gelen araçla karşılıklı sıkışıp kalabiliyorsunuz. Yollar ve sokaklar motor ve atvlerle dolu. Park çoğu yerde ücretsiz. Yeme-içme bakımından da Mykonos alternatifi bol bir ada. Beachlerdeki restoranların yanında merkez ve çevresinde bir çok farklı mutfağa ait restoran bulunuyor. Her bütçe için uygun alternatifler bulunuyor. Pahalı denmesine rağmen yemekler ve alkollü içkiler bize göre çok daha makul fiyatlı.
Önerilerim: Fish Tavern Kounelas: Chora, 84600, Mykonos Kaldığımız otelin tavsiyesi üzerine gittiğimiz Kounelas, merkezin ara sokaklarından birinde yer alıyor. Manzarası falan yok ama dar sokaklara konulmuş masaları ile sevimli bir ortamı var. Yemekleri ise çok ama çok lezzetli. Levrek ızgara, Tekir ızgara, Midye marine, Kalamar ızgara seçtiğimiz deniz ürünleri arasındaydı. Midye’nin tuzunun biraz fazla kaçmış olmasının dışında her şey çok lezzetliydi. Restoranın garsonları çat pat Türkçe öğrenmişlerdi ve çok sıcaklardı. Servis de çok başarılıydı. İkram edilen ev yapımı gül likörüne bayıldık ve hemen yemek sonrası bir dükkandan gül likörü aldık. Bu arada restoran çok kalabalık oluyor. Gitmeden önce rezervasyon yaptırmakta fayda var.
Roca Cookery: Old Port 22890 22955 Mykonos İlk akşamki yemekten çok memnun kalınca ikinci akşam yine otelin bir diğer tavsiyesi olan Roca Cookery’e gitmeye karar verdik. Harika bir Mykonos manzarasına sahip olan Roca eski liman’da yer alıyor. Yunan ve Akdeniz mutfağına özgü yemekler servis ediliyor. Klasik Yunan mezelerine ilave olarak deniz ürünleri, makarna ve çeşitli etler de menüde yer alıyor. Folyo’da biber ve domatesli Feta peyniri ile domatesten yapılmış mücveri mutlaka denemelisiniz. Lokoumades yani lokma tatlısını yemeyi sakın unutmayın. Müthiş yapıyorlar.
Paraga Beach: Diğer bütün plajları dolaştıktan sonra hem daha sakin hem de nispeten daha az kalabalık geldiği için Paraga Beach’de kalıp denizin keyfini çıkarmaya karar verdik. Plajın restoranlarından biri olan Kalva’da öğle yemeğimizi yedik ve gün boyu kumun ve denizin tadını çıkardık. Plajın denizi çok temiz ve rengi de muhteşem. Suyu da çok soğuk olmadığından benim için çok ideal bir beach’di.
Mykonos Bay Hotel: 84600, Mykonos www.mykonosbay-hotel.com Megali Ammos Plajında yer alan Mykonos Bay Oteli, Mykonos’un merkezine sadece 10 dakikalık mesafede. Merkeze çok yakın ama kalabalıktan ve gürültüden de bir o kadar uzak. Mykonos’a özgü bir mimarisi var. Yine tabiki seçmemde büyük etkisi olan beyaz ağırlıklı dekorasyona sahip. Aynı zamanda büyük bir yüzme havuzuna da sahip. Çalışanları çok yardımsever ve güleryüzlü. İsterseniz havalimanından istersenizde limandan ücretsiz transferleri var. Transferleri şaşırtıcı biçimde otelin sahibi bizzat kendi yapıyor. Yukarıda bahsettiğim gibi tavsiye ettikleri restoranlar oldukça iyiydi. Lobi’nin hemen yanında yer alan bar/kafe’de verilen açık büfe sabah kahvaltısı hem çeşit hem de lezzet bakımından çok başarılı. Otelin tek problemi rüzgar.
Tadında Seyahatler…
yüzeysel olarak yazın güzel. biraz fiatlardan bahsetseydin gidecek arkadaşların fikri olurdu. eline sağlık.
Thank You!