Bursa
İstanbul’da sıkıldığımız zaman yakın, yormayacak, sabah gidip akşam dönülecek yerler denilince ilk akla gelenlerden biri her zaman Bursa’dır. Hele ki Osman Gazi köprüsü’de açıldıktan sonra aradaki mesafe yalnızca 1,5 saate inince ulaşım daha da kolay oldu Bursa’ya. Zaten kış aylarında Uludağ sebebiyle kayakseverlerin çok fazla gittiği bir şehir Bursa.
Biz de bir cumartesimizi Bursa’ya giderek değerlendirelim istedik. 8 kişilik bir arkadaş grubu 2 araç ile geçtiğimiz cumartesi sabah 9:00’da yola çıktık. 10:30 gibi Bursa’ya vardık. İlk durak acıkan karınlarımızı doyurmak için kahvaltıya Kahvaltı Kulübü adlı mekan oldu. Burası sosyal medya’da Bursa’ya gideceğini söyleyen arkadaşlara kahvaltı için en çok tavsiye edilen mekan olduğu için seçimimiz burası oldu.
Kahvaltı
Serpme kahvaltı servis eden Kahvaltı Kulübü zengin bir sofra sunuyor. Malzemelerin bir çoğu en iyi üretim yerlerinden geliyor. Peynir çeşitleri, zeytin çeşitleri, reçeller, bal kaymak, pişi,sigara böreği ve gözleme, menemen ve sucuklu yumurta 39 TL’lik kahvaltıya dahil olan lezzetler. Biz ekstra kuymak ve kavurmalı yumurta sipariş ettik. Bu arada benim en çok içi peynir ve zeytin dolgulu olan pişiler hoşuma gitti.
Yeme & İçme
Bursa gezimizde aslında tarihi ve turistik yerleri de görmeyi planlıyorduk. Mesela Cumalıkızık köyünü, Osman Gazi türbelerini vs… Ama gittiğimiz andan beri yağan şiddetli yağmur yüzünden ne yazık ki bu istediğimiz gezileri gerçekleştiremedik. Sadece eski şehir merkezine gidip Koza Han’da bir sahlep içebildik. Koza Han çok güzel ve çok etkileyici bir yer ama malesef yağmurdan çok fazla gezme şansımız olmadı içini. Orada yine tavsiye üzerine Kardeler Pide’ye gidip Bursa’ya özgü Cantık adlı pideden denemeye karar verdik.
Cantık
Koza Han’a 10 dakika uzaklıkta pideci. Yuvarlak ve kıymalı olarak yapılan küçük ebatlarda bir pide cantık. Mekan gittiğimizde baya kalabalıktı ve herkes tabaklarda çifter çifter cantık yiyordu. Biz zaten tok olduğumuz ve sadece tatmak amacında olduğumuz için 1 tane cantık 1 tane de kuşbaşı ve kıymalı pide sipariş ettik. Cantık zaten hazırdı hemen geldi. Pide de 10 dakika sonra servis edildi. Ben cantık’ı beğendim. Ramazan pidesi gibi kalın bir pide içinde kıyma olarak yapılıyor. Kuşbaşılı pideye ise bayıldık. Çok lezizdi. 1 cantık 1 de kuşbaşılı pide için 25 TL ödedik.
Pideciden çıktıktan sonra ise bu kez tatlı yiyelim istedik. Grubumuzda bulunan Bursa’lı arkadaşımız Ece’nin tavsiyesi ile şehrin en iyi pastanelerinden olan Uzay Pastanesine gittik. Biz Balat adlı semtte bulunan şubeye gittik ama şehirde birçok şubesi var Uzay Pastanesinin. Pastanenin en ünlü lezzeti Beberoski adlı muzlu ve çikolatalalı pastaları. Hem onun hem de farklı pastaların tadına bakıp bir sonraki durağımıza doğru yola çıktık.
Kebapçı İskender
Bu arada yağmur sebebiyle olsa gerek Bursa’da trafik çok yoğundu ve mesafeler de hiç yakın değildi. O yüzden yollarda çok vakit kaybettik. Artık saat de akşam 6 olduğu için son durağımız olan Kebapçı İskender’e gittik. Aslında markanın nostaljik mekanı köşe mavi dükkana gitmeyi planlıyorduk ama malum cumartesi olduğu için ve çok kuyruk olduğu için Carrefour AVM içinde yer alan şubelerine gittik. Burada rahat rahat oturup döner kebaplarımızı yedik. Döner kebap diyorum çünkü bu yemeğin adı iskender değil soslu döner kebapmış. İskender Efendi döner kebabı ilk keşfeden kişiymiş. Yani yemek sonradan onun adıyla anılır olmuş ama aslında yanlış kullanılıyor. Yemeğin adı iskender değil, bulan kişinin adı İskender. Bu arada İskender’in Nişantaşı’nda da bir şubesi bulunuyor.
Kebap sonrası ise saat 19:30 civarlarında İstanbul’a dönüş için yola çıktık. Yağmur hariç güzel bir günübirlik gezi oldu Bursa seyahatimiz. Geçtiğimiz senelerde de Mudanya’ya gitmiştik. Orası da çok güzel bir ilçe. Hava güzelse oralarda plana eklenebilir.
Bursa çok güzel be. Baştan aşağa tarih kokuyor. Ben gittim. çokta memnun kaldım. tekrar gideceğim nasip olursa. Meydanda bir yerde yemekte yedik. İşletmenin adını hatırlamıyorum ama, ben bu yaşıma kadar iskender yememişim onu anladım :))