Deniz mevsimi yaklaştığına göre artık Yunan Adaları sezonu da açılmış oluyor. Son bir kaç senedir neredeyse gitmeyenin kalmadığı Yunan Adaları’na aslında çok daha fazla Türk gidebilecek iken vize sorunu can sıkıcı olabiliyor. Bir kaç günlük gezilerde bazı adalara vizesiz gidilebilmesine rağmen yine de çoğuna Schengen vizesi alarak gitmek gerekiyor. Bu uygulamaların diğer adaları da kapsaması için çalışmalar yapıldığı söyleniyor.
Son 3 yıldır ben de bir çok kez Yunan Adalarına seyahat ettim. Kimi son derece turistik ve pahalı iken bir kısmı ise daha mütevazi adalardı ama hepsinin ortak yönleri olduğu gibi kendine has güzellikleri de vardı. Şunu söyleyebilirim ki Yunanistan’da ister “Ana Kara”ya ister de adalara seyahat edeyim her zaman çok keyif alıyorum. Bu yazımda gittiğim ve çok yakında gitmeyi planladığım adalara yer verdim. İşte komşunun birbirinden güzel adaları…
Gittiklerim…
Hydra;
Hydra, Atina’nın yanı başında bulunan Saronik takımına ait bir ada. Motorlu taşıt araçları bulunmayan ada Atina’ya feribotla 2 saat uzaklıkta. Limanı aynı zamanda adanın merkezi durumunda. Arnavut kaldırımlı sokakları, kafe ve restoranlarıyla cıvıl cıvıl bir ada Hydra. Merkez dışında kalan yerleri ise sessiz ve sakin. Yürüme mesafesiyle bir çok güzel plaja ulaşabiliyorsunuz. Bunlardan bir tanesi Mandrake plajı. Mira Mare adlı bir otel ve restoranın bulunduğu plaj saklı bir cennet gibi… (Hydra hakkında detaylı bilgi için tıklayın)
Santorini;
Yunan adalarının en bilineni ve bence en güzeli… Thira olarak da bilinen ada, Kiklad ada takımına ait ve Atina’dan yaklaşık 200 km uzaklıkta. Feribotla 4-5 saat sürüyor. Santorini’nin volkanik dağın patlayıp çökmesi sonucu oluşan hilal şeklindeki kısmına Kaldera deniliyor. Kaldera’nın tepelerine o tüm fotoğraflarda rastladığınız birbirinden güzel yapıların olduğu şehirler konuşlanmış. Bu yapıların bir çoğu şimdilerde otel ve restoran. Manzaraları olağanüstü. Santori’nin merkezi Fira. Limandan buraya teleferikle ya da eşşeklerle çıkılıyor. Imerovigli ve Ioa adanın en popüler yerlerinden. Konaklama olarak birbirinden güzel butik oteller mevcut. Benim konakladığım Chromata muhteşem. Restoran olarak ise tavsiyem Ammoudi Bay’de bulunan Katina adlı Balıkçı. (Santorini hakkında detaylı bilgi için tıklayın)
Mykonos;
Ege’nin eğlence merkezi olan ada, Türkler arasında da en çok tercih edilenler arasında geliyor. Yazları Atlas Global’in İstanbul-Mykonos seferleri bulunuyor. Gerçekten de Mykonos’da eğlence dur durak bilmiyor. Bu sebeple gündüz hayat çok geç başlıyor ve sabah kadar klüplerde devam ediyor. Ada’nın bir çok yerinde güzel plajlar bulunuyor. Paraga, Ornos, Paradise ve Psarou bunlardan bazıları. Görülmesi gereken yerlerin başında Liman bölgesinde bulunan ve Little Venice olarak bilinen denize sıfır evlerin olduğu kıyı şeridi ve yel değirmenleri. Ben Mykonos Bay Hotel adlı otelde konakladım. Merkeze çok yakın olan otel biraz rüzgar alan bir bölgede ama çok konforlu. Mykonos’dan restoran önerim ise deniz ürünlerine doymak isteyenler için Chora adlı merkezde yer alan Fish Tavern Kounelas… (Mykonos hakkında setaylı bilgi için tıklayın)
Andros: Andros turizm olarka pek ünlü bir ada değil. Oraya gidişim tamamen Yunanlı bir dostmuzu ziyaret amaçlıydı. Mykonos’dan 2 saatlik bir feribot yolculuğu ile ulaşılan ada, Atina’ya olan mesafesi de 2 saat. Oldukça büyük bir ada olan Andros genellikle zengin Yunanlıların yazlık olarak kullandıkları evlerin olduğu bir ada. Adada malikane tarzı bir çok eve rastlıyorsunuz. Liman şehri Gavrio’dan Andros merkezine ulaşım araçla 40 dakika sürüyor. Limandan araç kiralamak en mantıklısı ancak önceden rezervasyon yaptırmakda fayda var. Taksi ile de ulaşım sağlanıyor ancak bu biraz pahallıya patlıyor. Andros’un merkezi küçük ve sevimli. Gündüz etrafta kimseler yokken akşam üzerine doğru ana caddesi inanılmaz kalabalık oluyor. Merkezde birbirinden güzel restoran ve kafeleri olan Andros’un en güzel oteli Micra Anglia.
Rodos;
12 adalardan en büyüğü olan Rodos, feribotla Marmaris’ten yalnızca 1 saat uzaklıkta. Adayı diğerlerinden öne çıkaran yanı tarihi. Üzerinde bir çok uygarlık yaşamış olan Rodos oldukça büyük bir ada ve aynı zamanda tarihi anlamda da çok fazla esere sahip. Unesco koruması altında bulunan eski şehri mutlaka gezilmesi gereken yerlerinden. Birbirinden güzel plajlara sahip olan Rodos’un Lindos şehri de güzelliğiyle dikkat çekici. Anthony Queen plajında yaz aylarında yer bulmak neredeyse imkansız. Konaklama için bir çok seçenek mevcut. Ben Sheraton Rodos otelinde konakladım. Yemek için tavsiyem ise sahipleri Rodos Türkleri olan Nissos adlı restoran… (Rodos hakkında detaylı bilgi için tıklayın)
Tasos;
Karayolu ile gidebileceğiniz en yakın Yunan adası Tasos, Kermoti’den feribotla 35 dakika sürüyor. Cennet gibi bir ada. Oldukça yeşil olduğunu belirtmeliyim. Birbirinden güzel Osmanlı tipi köylere sahip. Plajları da hayran bırakan türden. Özellikle de Marble beach, turkuaz sularıyla cennetten bir köşe. Konakladığım butik otel Louloudis’ten çok memnun kaldım. Yemek için önerim ise limanda yer alan Simi ve Kazaviti’deki Vasilis… Ayrıca mutlaka oğlak çevirme denemizi tavsiye ederim… (Tasos hakkında detaylı bilgi için tıklayın)
Gitmek istediklerim…
Simi;
Simi’de Türkiye’ye en yakın Yunan adalarından bir tanesi ve şimdiye kadar hep niyetlenip gitmeyi iskaladığım adalardan. Beni Simi’ye çeken şey adanın kendine özgü olan mimarisi. Diğer Yunan adalarının tersine Simi’de evler pastel renklere boyanmış ve daha farklı bir stilde tasarlanmış. Bodrum’dan 1,5 saatlik bir yolculukla ulaşılan Simi’ye bu yaz mutlaka gitmeyi planlıyorum…
Zakynthos;
Ege’deki bir kaç adayı gördüm ancak İyon denizindeki adalara henüz hiç gitmedim. 19 Mayıs tatilini fırsat bilip bu kez arkadaşlarla, fotoğraflarını görüp aşık olduğumuz Zakynthos’a gitmeye karar verdik. 16 Mayıs sabahı Atina’ya uçacağız ve araç kiralayıp yaklaşık 4 saatlik yolculuğun ardından Zakynthos’a varacağız. Zakynthos dik yamaçları ve koylarıyla ünlü bir ada. En ünlü koyu karaya vurmuş bir gemi enkazının bulunduğu Navagio koyu. Ayrıca ada göz alıcı mağaraları ile de biliniyor…
Kefalonia;
Yine Yunanistan’ın batısında İyon Denizi’nde yer alan bir başka göz kamaştıcı ada. Kaptan Cornelli’nin Mandolini filmini izlemiş olanlar bu adayı hemen hatırlayacaktır. Nicholas Cage ve Penelope Cruz’un başrollerinde oynadığı film Kefalonia’nın rüya gibi çekilmiş. Ada’nın en ilgi çeken yeri yer altı gölü olarak nitelendirilen Melissani mağarası gölü.
Bu saydığım 9 ada dışında Yunanistan’da 6000’e yakın ada olduğunu varsayıldığında daha bilmediğimiz ne güzellikte adalar olduğunu düşünemiyorum bile.
Sıcak ve keyifli bir yaz geçirmeniz dileğiyle…
Tadında Seyahatler…
Resimleri ve yazılarıyla bütünlüklü çok güzel bir yazı olmuş. Teşekkürler….