1) Müze ve sarayları gezin;
Viyana bir müzeler şehri! Kafanızı nereye çevirseniz bir müze ile karşılaşıyorsunuz. Şehrin müzeler bölgesi diye adlandırılan bie kesimi bile var. Ben Viyana’dayken Gustav Klimt’in ünlü The Kiss adlı eserinin yer aldığı Belvedere sarayını, Avusturya imparatoriçesi Maria Theresa’nın sarayı olan Schönnbrunn’ü, kraliyet hazinelerinin yer aldığı müze olan ve bir başka Avusturya imparatoriçesi Sissi’nin yaşamış olduğu Hofburg sarayını gezdim. Tüm bunların ortak özelliği hepsinin son derece özenli bir şekilde korunmuş olması. Hepsi ayrı ayrı hayranlık uyandırıcı. Schönnbrunn’ün bahçesi muhteşem. İçinde hayvanat bahçesi bile yer alıyor. Schönnbrunn ve Belvedere’e tatil günlerinde, özellikle de Pazar günü gitmemeye çalışın çünkü saatlerce sıra bekleyebilirsiniz! Horburg sarayında Sissi’nin hüzünlü hayat hikayesi kişisel eşyalarıyla betimlenmiş. Gezdikçe imparatoriçe olmasına rağmen yaşadığı trajik olaylar karşısında hüzünleniyorsunuz…
2) Opera’ya gidin;
Viyana müziğin başkentlerinden biri. Mozart, Strauss, Bethoveen gibi müzisyenler çıkarmış bir şehir. Buraya kadar gitmişken kendinizi opera salonlarından birine atıp kulaklarınızın pasını silmelisiniz. Opera biletleri hemen hemen her köşede kostümlü görevliler tarafından satılıyor. Müzik’in tarihi hakkında bir şeyler öğrenmek arzusundaysanız müzik evini (Haus Der Muzik) gezebilirsiniz.
3) Şinitzel yiyin!
Viyana’da şinitzel deniline akla gelen ilk yer Figlmüller. 1905 yılından beri hizmet veren 2 şubeli Figlmüller’de rezervasyonsuz yer bulmak genellikle zor oluyor. Figlmüller’in orjinal şinitzeli domuz etinden yapılıyor ancak domuz yemeyenler için biz Türklerin çok sevdiği tavuk versiyonu da bulunuyor. Benim Figlmüller’in şinitzelinden daha çok beğendiğim şinitzel Plauchatta Gasthaus Zur Oper adlı restoranda yediğim dana şinitzel idi. Viyana’ya tekrr gittiğimde tercihim kesinlikle bu yönde olacak! Bu arada şinitzel porsiyonları çok büyük ve yanında genellikle patates salatası ile servis ediliyor.
4) Doğal parkların tadını çıkarın…
Viyana’nın çevresinde hem şehri izleyebileceğiniz hem de yeşil parklarda doğanın tadını çıkabileceğiniz tepeler mevcut. Bunlardan en ünlüleri Kahlenberg (güzel bir manzaraya sahip restoran/kafe var), Leopoldsberg (tepenin üzerinde bir kilise var) ve Lainzer Tiergarden (doğal yaşam parkı ve aynı zamanda bir hayvanat bahçesi).
5) Kafelerde lezzet peşinden koşun!
Kafeler cenneti Viyana’nın en gösterişli en popüler kafelerini daha önce yazmıştım. Yazıma ulaşmak için lütfen tıklayın…
6) Kuşbakışı Viyana’yı izleyin…
Viyana’yı tepeden görmek isterseniz bunun için en uygun nokta Stephansdom Katedrali. 1147 yılında tamamlanmış olan Viyana’nın bu en ünlü yapısının kulesinin yüksekliği tam 136 metre. Ayrıca TV kulesi 252 metrelik Donauturm’da bir başka güzel manzara bulabileceğiniz yerlerden biri. Tepesinde bir restoran da bulunuyor. Bir diğer seçenekte Viyana’nın dönme dolabı olan Wien Riesenrad…
7) At arabası turu yapın!
Bu ortaçağ’ın imparatorluk başkentini yine ortaçağ’dan günümüze kadar gelen ulaşım aracı olan at arabaları ile gezmek inanılmaz keyifli. Stephansdom’un hemen önünde park yerleri var. 20 dakikalık ve 45 dakikalık turlardan birini seçerek bir zaman yolculuğuna çıkabilirsiniz…
8) Mozart çikolatasından tadın!
Siyah çikolata kaplı marzipan ve nugat topları Avusturya’nın simgelerinden bir tanesi. Bir çok firma arasında orjinal Mozart çikolatasının kendilerine ait olduğuna dair tartışma bulunmaktadır. Mirabell ve Frütz dışında hiç bir Mozart çikolatasının tam yuvarlak olmasına izin verilmemektedir. Şehirde bu çikolatalardan satan bir çok yer karşınıza çıkacaktır. Bir de fındıklı gofret türü olan Manner gofretlerini de mutlaka deneyin hatta satın alıp eve götürün. İnanılmaz lezzetli!
9) Naschmarkt’da lokal lezzetleri deneyin!
Viyana’nın yiyecek, içecek ve giysi pazarı. Pazartesi-Cumartesi günleri arasında açık olan pazarda restoranlarda bulunuyor. Özellikle deniz ürünü restoranları çok başarılı. Biz La Maree adlı balıkçıda yedik ve yediğimiz her şeye bayıldık!
10) Şehrin şık sokaklarında kaybolun!
Viyana’nın sokakları birbirinden güzel. Heleki noel döneminde giderseniz en güzel hallerinde görebilirsiniz. Hem binalar çok ciddi biçimde korunmuş hem de her yer ışıl ışıl. Kafeler, nostaljik dükkanlar, kiliseler ve korunmuş tarihi binalarıyla kesinlikel bir ortaçağ şehrindesiniz. Birbirini kesen sokaklarda gezinin ve hatta kaybolun!Karşınıza bir çok sürpriz çıkacak…
Tadında Seyahatler…
Bayıldığım Viyana’ya yeniden gitmiş gibi oldum.
Harika!
Çooook teşekkür ederim. Senin tavsiyelerin çok işime yaradı! 🙂