Geçtiğimiz hafta sonu bir arkadaşımla birlikte Tiflis’e gittik. Ben daha önce Batum’a gitmiştim. Bu ikinci Gürcistan seyahatim oldu. Tiflis ile ilgili şimdiye kadar hep güzel şeyler duydum. Özellikle de Batum’dan çok daha güzel olduğu ile ilgili. 2 gün geçirdiğim şehrin neden daha çok sevildiğini anladım.
Tiflis’e Seyahat
İstanbul’dan Tiflis 1 saat 50 dakikalık uçuş mesafesinde. Türk vatandaşları pasaport olmadan kimlik kartları ile giriş yapabiliyor. O yüzden hafta sonu gidip gelmek için çok ideal bir şehir. Havalimanından otele özel araç kiralayıp gittik. Araç otel tarafından ayarlanmıştı. Konforluydu ama dönüşte bunun bir hata olduğunu anladık. Otelin aracı 100 Lari (1100 TL) tuttu fakat dönüştü Bolt adlı Uber benzeri araçla havalimanına gittik ve sadece 28 Lari (320 TL) tuttu. Neyse bu da bize bir ders olmuş oldu 🙂 Şehir içinde yürümek kolay ama yine Bolt kiralayarak çok ucuza seyahat edebiliyorsunuz.
Konaklama
Tiblis’te Tavisuplebis Moedan’da (Özgürlük Meydanı) bulunan Marriot Couryard otelde konakladık. Lokasyon olarak çok güzel bir yerdeydi. Her yere yakındı. Ayrıca meydana bakan odalardan birinde konakladık. Eski şehir 10 dakika yürüyüş mesafesindeydi. Çevrede de çok sayıda restoran, kafe ve bar vardı. Şehirde birçok zincir otel bulunuyor. Bunun dışında butik ve yerel oteller de mevcut.
Şehre Genel Bakış
Tiflis’te ilk dikkatimi çeken şeylerden biri her yerde şarap dükkanı olmasıydı. Gürcistan şarap üretiminde iddialı ülkelerden birisi. Batum’a gittiğimizde de hiç unutmam pasaport kontrolü sırasında bize 1 şişe şarap hediye etmişlerdi. Gerçekten şarapçılığa çok önem veriyorlar. Dünya’nın en eski şarabının Gürcistan’da üretildiğine inanıyorlar. Tiflis’teyken şarap evlerinde bol bol tadım yapabilirsiniz.
Bir diğer dikkatimi çeken şey bizdeki gibi sokak hayvanları oldu. Kediler özellikle de köpekler her yerdeydi. Çok tatlılardı ama maalesef her yere rastgele pisledikleri için dikkatli yürümek gerekiyor. Keza ben bir sefer yürürken bastım 🙁 Tiflis’te hoşuma gitmeyen şeylerden bir diğeri de restoranların, tur şirketi çalışanlarının ve dükkan satıcılarının ısrarla size yanaşıp davet etmeye çalışmasıydı ama hayır dediğinizde çok zorlamıyorlar. Bir de her yerde polis vardı. O yüzden şehirde hep güvenli hissettik.
Gezilecek Yerler
Otelden çıkıp sola doğru devam edince geniş ve upuzun bir cadde başlıyor. Shota Rustaveli caddesi. Burada parlamento binası ve diğer devlet daireleri, müzeler ve dükkanlar bulunuyor. Otelin hemen yanında Galery Alışveriş Merkezi var. Buradaki binalar oldukça gösterişli. Sonuna kadar yürüdüğünüzde cadde ikiye ayrılıyor. Merab Kostava sokağına doğru devam ederseniz şehrin trendi mekanlarının olduğu bölgeye ulaşıyorsunuz. Tiflis’de yeme içme ilgili yazımda buralardan bahsettim.
Şehir’de zaman geçirdikçe dikkatimi çeken bir başka şey tepelerden oluşması ve ortadan geçen Kura nehrinin şehri ikiye ayırması. Nehrin etrafında genişlemiş şehir, tepeler, kalesi, kiliseleri, tepelerden aşağı inen kendine has mimarisi olan evleri ile Tiflis gerçekten sevimli bir şehir. Tepelerle bağlantısı çok fazla. Mesela kaleye çıkan bir teleferik var. Kula nehrinin diğer tarafından kalkıp, nehri geçip evlerin üzerinden kaleye doğru çıkıyor. Keyifli bir rota. 2,5 Lariye yani 30 TL’ye çıkılıyor. Yukarıda hediyelik eşya dükkanları var. Ayrıca Gürcistan’ın annesi anlamına gelen Kartlis Deda adlı dev bir heykel var. Biz kaleye girmeden tepeden şehri izledik ve yürüyerek aşağı indik.
Kalenin eteklerinden itibaren eski şehir başlıyor. Burada hamamların olduğu bölge, tarihi evler ve kiliselerin bulunuyor. Hamamlar sülfür hamamı. Dolaşırken etraftaki yoğun sülfür kokusunu fark ediyorsunuz. Biz tabi ki hamam deneyimi yaşamak istedik. Yorumlara ve tavsiyelere uyarak Orbeliani adlı hamama gittik. Burası özel odalardan oluşan bir hamam. 2 veya 3 kişi şeklinde odaları kiralayabiliyorsunuz. Bizim kiraladığımız odanın saatliği 150 Lari yani 1700 TL idi. Odada 45 derecelik bir sıcak sülfür havuzu bir şok havuzu, sauna, wc ve duşlar yer alıyordu. Dilerseniz havlu ve terlik de kiralayabiliyorsunuz. Havlu 2 Lari’ydi. Hamam oldukça temizdi. Saatiniz dolmadan 15 dakika önce sizi arayıp sürenini bittiğiniz hatırlatıyorlar. Tiflis’te bence mutlaka gidilmesi gereken yerlerden biri bence.
Eski şehirde gezinirken karşınıza birden Rezo Gabriadze Marionette Tiyatrosu çıkıyor. Burayı önündeki ilginç saat kulesinden hemen tanıyacaksınız. Foto çekilmek için güzel bir nokta. Buradan nehir kenarına doğru yürürseniz farklı mimarisiyle dikkat çeken The Bridge of Piece yani Barış Köprüsü karşınıza çıkıyor. Buradan yürüyerek karşı kıyıya geçebilirsiniz. Şehirde çok sayıda park da bulunuyor. Botanik parkı restorasyondaydı. Zaten kış olduğu için de fazla dert etmedim. Bir dahaki sefere.
Tepelerin Şehri
Tiflis’in tepelerle olan bağlantısı beni gerçekten çok etkiledi. Çünkü hep memleketim Giresun’da da keleye çıkan teleferik olsa, kale daha ulaşılabilir olsa ve Giresun turizmine katkı sağlayacak hale getirilse diye düşünürüm. Tiflis bunu başarmış. Kaleye bir teleferik inşa etmişler. Turistler kapısında kuyruk. Bir de finüküler inşa etmişler. Onunla da Mtatsminda dağına çıkılıyor. 8 Lari’ye yani 90 TL’ye gidiş dönüş bileti alıyorsunuz. 2 Lari de kart ücreti kesiyorlar. Mtatsminda dağı 710 metre yükseklikte. Burada restoranlar ve kafeler bulunuyor. Bir de lunapark yer alıyor. Keyifli bir aktivite alanı yaratılmış dağın zirvesinde. Buradan şehir manzarası tabi ki çok güzel. Bu arada Tiflis’te anladığım kadarıyla 2 ayrı teleferik sistemi daha inşa halinde. Darısı Giresun’un başına.
Kısacası Tiflis kompakt bir şehir oluşuyla, nispeten daha uygun fiyatlarıyla, misafirperver insanları, vizesiz ve pasaportsuz oluşu, yakınlığı, restoranları, kafeleri, şarap bağları, bahçeleri ve mimarisiyle gidip görülmesi gereken bir şehir.
YORUM BIRAKIN