Menüsündeki her şeyi kendi mutfaklarında üretiyorlar. Pizzaları Toskana’dan getirilen taş fırında pişiriliyor. Malzemelerin her zaman taze olmasına dikkat ediyorlar. Dondurulmuş ürüne mutfakarında asla yer yok. Servis kalitesine büyük özen gösteriyorlar. İşte tüm bunlar Grissini‘nin neden Nişantaşı’nda 10 yıldır yoluna sağlam şekilde devam ettiğini açıklıyor…


Abdi İpekçi caddesinde yürürken Grissini‘nin önünden mutlaka geçmişssinizdir. Ben her geçişimde mekanın yol üzerinde olan oturma bölümü ve bir de kapalı alanının olduğunu düşünürdüm. Ancak Grissini‘nin asıl sürprizi arka bahçesindeymiş. Sessiz, sakin sarmaşıklarla kaplı ve yaz günleri de ılık bir havaya sahip gizli bahçe… Yakında değişecek dekorasyon ile barın da buraya alınmasıyla Nişantaşı’nın en keyifli yerlerinden biri olacağı kesin!


Grissini‘ye geçtiğimiz günlerde bir öğle yemeği tadım daveti için gittim. Mekanın ortaklarından Handan Hanım ve Zeki Bey’in ev sahipliğinde mekanın en özel yemeklerini tadıp güzel sohbetler ettik. 10 yıl önce restorancılık alanında hiç tecrübeleri yoken L’Avenue adlı bir kafe olarak yola çıkmışlar ama sonra fikir değiştirip şık bir İtalyan restoranında karar kılıp Grissini’yi açmışlar. İyi de yapmışlar çünkü yediğim herşeyi çok beğendiği söylemeliyim.

Tadım menümüz İtalyanca başlangıçlar diyebileceğimiz antipastilerle başladı. Terrina Di Salmone yani avokado, yengeç ve mozzarellalı somon rulaları, Carpaccio Di Manzo yani roka ve parmesanlı çiğ dana eti ve Vitello Tonnato yani ton balığı soslu, kaparili hafif pişmiş dana eti servis edilenler arasındaydı. Ben üçünü de çok beğendim. Tam yaz günleri için ideal hafif başlangıçlardı. Vitello’daki ton balığı sosunu herşeye dökebilirim. Somon ruloları da avokado ve yengeçle nefis bir birliktelik oluşturmuştu.



Bütün bunların yanı sıra masaya çeşit çeşit grissinilerle birlikte foccacia’lar da servis edildi. Foccacia’ları tekrar hatırladığımda ağzımın suları akıyor diyebilirim. İnce hamur üzerine baharatlı domatesli ve parmesanlı olarak iki çeşidi bulunuyor ve ikisi de çok başarılı.

Soğuk başlangıçların ardından bir de sıcak başlangıç denememiz için Gamberi alla Salsa yani taze avokado ve fesleğen soslu karides servis edildi. Yanında yine o çok lezzetli focaccio dilimi ile. Karides güveç benzeri olan yemek güzel bir başlangıç alternatifi.

Başlangıçlardan sonra sırada salatalar vardı. Insalata Mista Con Salmone All’arancia yani Taze somonlu ve portakal soslu karışık salata, Involtini Di Manzo Ripiengi Di Mozarella yani Mozarella ile dondurulmuş ince bonfile filetolu salata ve Insalata Di Pollo Al Curry E Arancia yani portakal ve köri soslu, susam ve file badem ile kızartılmış tavuk filetoları salatası denediğimiz salatalardı. Benim özellikle içinde elma ve portakal dilimlerinin olduğu susamlu tavuklu salata hoşuma gitti.



Salatalarından ardından geldik makarna geçidine! Geçit diyorum çünkü bugüne kadar bu kadar fazla çeşit makarnayı hiç bir arada tatmamıştım. İşte denediğimiz birbirinden lezzetli makarnalar;
Fazzoletti Alla Bisque Di Gamberi-Taze Fazzoletti yani lazanya yaprağına benzer makarna çeşidi. Fesleğen, pırasa, Worcestershire sos ve karidesli biske sosu ile yapılan makarna klasik makarnalara alternatif olacak lezzette. Tekrar gittiğimde kesinlikle sipariş vereceğim bir yemek!

Spaghetti Con Polpettine-İtalyan usulü köfte, havuç, soğan ve fesleğen domates soslu spagetti. Bazı yerler hazır köfte koyarken Grissini kendi yapımı iri ve lezzetli köftelerini kullanıyor.

Linguine Con Frutti Di Mare-Kalamar, karides, kurutulmuş domates ile yapılan el yapımı linguine gayet başarılı. Deniz ürünü tercih edenler için güel bir alternatif.

Papardelle Al Pomodoro-Sarımsak, soğan, fesleğen ve domatesli ev yapımı pappardelle. Klasik tatlar sevenlerin vazgeçilmezi. Ayrıca Grissini’nin en çok satan makarnası!

Tortellini In Salsa Rosa E Basilico-Ceviz, feleğen ve pembe soslu bonfile parçacıkları ile doldurulmuş tortellini. Benim makarnalar içindeki bir diğer favorim. Çok lezzetli.

Bütün bu makarnalarla zaten yeteri kadar doymuşken Handan Hanım’ın daha sırada risotto ve pizzalar var uyarısıyla sarsıldım. Çünkü inanılmaz doymuştum. Yine de azıcık ucundan sonra dan gelenleri de tattım. Bir risotto severi olmadığım için porcini mantarlı risotto benim için çok bir şey ifade etmedi. Ama sonrasında gelen pizzalar iç,n keşke biraz daha yerim olsaydı diye hayıflandım. İstanbul’u ziyaret eden İtalyanları bile kıskandıracak cinsten pizzalar olduğunu söyleyebilirim. Deniz ürünlü Di Mare, 4 çeşit peynirle yapılan 4 Formaggio ve benim favorim prosciutto, taze domates, fontina peynirli, roka ve mozzarellalı Bianca denediğimiz pizzalardı.



Tahmin edersinizki tatlı yemeye ne halimiz ne de takatimiz kaldı. Ama özellikle tiramisu ve panna cottalarını denemek için en kısa zamanda Grissini‘nin yolunu tekrar tutacağım.
Grissini’de başlangıçlar 29-66 TL, salatalar 20-48 TL, Makarnalar 26-49 TL, ana yemekler 36-65 TL, Pizzalar 23-56 TL, tatlılar ise 16-32 TL arasında değişiyor.
Grissini Restaurant; Abdi İpekçi Caddesi No: 23/1 Nişantaşı
YORUM BIRAKIN