Son yıllarda en çok görmek istediğim yerlerin başında İtalya´nın güney bölgeleri geliyordu. Özellikle gidip gelenlerden dinleyip, fotoğraflarını gördükten sonra Amalfi sahilleri beni inanılmaz cezbediyordu. Sonunda planlarımı yapıp, bavulumu toparlayıp, kendimi Napoli’ye kalkan uçağa attım…
1,5 saatlik bir uçuşun ardından Napoli havaalanına indik. Pasaport kontrolden hiç beklemeden geçtik. Hatta ilk kez bir Avrupa ülkesinde pasaportumuza direk damga basılıp 5 saniye içinde geçebilmenin şaşkınlığını yaşadık. Sonra araç kiralama ofislerinin bulunduğu yere gitmek için shuttle otobüsüne bindik ve 2 dakika sonra kiralama merkezine vardık… İşte asıl zor kısım bundan sonra başladı!
Ağustos ayının Amalfi sahilleri için en yoğun sezon olacağını söyleyen eşi dostu dinlemedim ve ısrar edip 8 Ağustos’ta İtalya’ya seyahat ettim. Doğruymuş! Tüm Avrupa resmen Napoli’ye akmıştı. Kiralama işlemi kuyrukta bekleme vs derken 1 saat sürdü. Aracımızı alıp ilk durağımız Sorrento’ya doğru yola çıktık. Yol yaklaşık 1 saat sürmesine karşın ve navigasyonumuz olmasına rağmen çıkışımızı kaçırdık (Bu arada Budget ve Avis şirketleri araç içi wifi hizmeti sunuyor. 8 Euro’ya kiraladığınız wifi’i araç dışında da kullanabiliyorsunuz. Hem de sınırsız ve dilediğiniz yerde internete bağlanıyorsunuz). Sonra oteli bulmak da bizim için epey bir vakit aldı. Sorrento’nun biraz dışında yer alan Villa Sabrina Relais harika manzaralı küçük bir butik otel. Ama girişini keşfetmemiz biraz zor oldu. Sonuç olarak trafiği de ekleyince otelimize 2 saat sonra varabildik. Otele vardığımızda saat zaten 5 olmuştu. Artık deniz ve havuz için geç olduğunu düşündük ve biraz dinlenip akşam yemeği için Sorrento’ya gitmeye karar verdik.
Akşam yemeğimizi Sorrento’nun merkezi olan Tasso meydanında yer alan Il Tasso adlı İtalyan restoranına gittik. O kadar yolu gelip daha fazla bekleyemeyiz diyip hemen bir Margarita Pizza, deniz ürünlü spagetti ve ızgara deniz ürünleri sipariş ettik. Yanında da güzel bir İtalyan şarabı ile hepsini afiyetle yedik. Bu restoranı Sorrento’ya gideceklere mutlaka tavsiye ediyorum. Biz yediklerimizden çok memnun kaldık. Sonunda da benim en favori İtalyan tatlım olan Ricotta Pera yemeyi ihmal etmedik…
Ertesi gün planımız arabayla tüm Amalfi sahillerini gezmekti. Çünkü bir sonraki gün Capri’ye gidecektik. Sabah erkenden otelde kahvaltımızı yapıp bol virajlı ve yüksek yamaçlı dar yollardan geçerek Positano’ya vardık. Araba ile Amalfi sahillerini gezmek isteyenlere bir iyi bir kötü uyarım var. Manzara gerçekten çok etkileyici. Dilediğiniz yerde durup tipik İtalyan mimarisine sahip göz alıcıc evlerle dolu dik yamaç manzaralarını izleyebiliyorsunuz. Kıvrım kıvrım dar yollarda ilerlerken kendini bir film platosunda hissediyorsunuz ve karşınıza çıkacak bir sonraki sürprizi merakla bekliyorsunuz. Yani araba ile özgürsünüz. Ama diğer yandan hiç de özgür değilsiniz çünkü şehir merkezlerinde park yeri bulmak zorundasınız ve park ücretleri inanılmaz pahalı. Positano’da 4 saatlik park ücreti 24 Euro ödedik! Daha da kötüsü Capri’ye giderken aracımızı bıraktığımız Sorrento’daki otopark’a tam 75 Euro ödemek zorunda kaldık! Bir de araç kullanırken çok dikkatli olmanız gerekiyor çünkü çok fazla motorsiklet kullanan var ve şerit ihlali çok fazla yapıyorlar.
Positano, Amalfi şehir ve kasabaları arasında en farklı manzaraya sahip olanı. Dik yamaçlar üzerine sıra sıra inşa edilmiş renkli evlerden oluşuyor. Plaja doğru dik yokuşlardan inerken karşınıza İtalyan mimarisinin en güzel örneklerini sergileyen oteller ve evler çıkıyor. Limoncello dükkanları, gelatocular, hediyelik eşyacılarla dolu şirin dar sokaklar sizi deniz kenarına çıkarıyor. Denize çok yakın bir konumda Santa Maria Assunta kilisesi yer alıyor. Hemen hemen tüm Positano görsellerinde dikkatinizi hemen çekecek olan muhteşem domu ile etkileyici bir mimariye sahip…
Positano’nun plajında yan yana işletmeler yer alıyor. Şezlong ve şemsiye paralı. 1 şemsiye ve 2 şezlong 12,5 Euro. Eğer havlu da isterseniz 2 Euro daha vermeniz gerekiyor. Duş da 50 cent ile çalışıyor. Yada para ödemem derseniz havlunuzu kuma atıp plaj keyfi yapabilirsiniz. Ama güneşe dikkat! Positano’nun denizi kum değil taşlık. Ayrıca çok da kalabalık. Yani yüzmek için pek de keyifli bir yer değil. Ama denize girip şehre doğru baktığınızda o kadar farklı bir mimari ve coğrafya içinde yer alıyorsunuz ki hemen büyüleniyorsunuz. Dağların zirvelerinden suya kadar inen evlerle kaplı her yeriniz. Yani kesinlikle burada denize girip bu ambiyansı görmek gerekiyor…
Plajda 1 saate yakın kaldıktan sonra öğle yemeğimizi Positano’yu olabilecek en güzel noktadan gören bir konuma sahip olan Le Sirenuse Hotel’e gittik. Terasında yer alan restoranında şeri domatesli ve fesleğenli penne ve İtalyan salatası yedik. Yanında buz gibi birer İtalyan beyaz şarabı ile Positono manzarasının keyfini çıkardık. Le Sirenuse dekorasyonu ile de dikkatleri çeken bir otel. Akdeniz tarzı çiçek desenli fayanslar ile dekore edilmiş zeminleri, manzaralı havuzu ve ferah bir ortamı var.
Yemeğin ardından arabamızı alıp Amalfi sahilleri gezimize devam ettik. Sırasıyla Vettiga Magiore, Praiano, Amalfi, Atrani, Minori ve Maiori geçip Cetara’ya kadar geldik. Bu küçük balıkçı köyünde bir espresso molası verip tam tersi yöne dönüp Ravello’ya gitmek için yola çıktık. Aslında birbirinden güzel görünen hepsinin kendine öz bir karakteristik yapısı olan bu kasabalarda durmak isterdik ama vaktimiz olmadığından yarım Minori’den yaklaşık yarım saat araçla dağa tırmanıp Ravello’ya vardık.
Ravello tepede yer alan bir İtalyan köyü. En tercih edilen balayı destinasyonlarından bir tanesi. Ayrıca her sene Temmuz ve Ağustos aylarında da çok önemli bir müzik festivaline ev sahipliği yapıyor. Ravello’ya ulaştığımızda güneş batmak üzereydi. Hemen bu anı kaçırmamak için Villa Rufolo’ya gidip 5 Euro vererek içeri girdik. Villa Rufolo tarihi bir bina. Zamanında Rufolo ailesine aitmiş. Şimdilerde müze olarak hizmet veriyor. Festival zamanında ise konserlere ev sahipliği yapıyor. Sahnenin manzarası fotoğraftada göreceğiniz gibi nefes kesici. Biz villayı gezerken hava bulutluydu ve neredeyse yağmur yağacaktı. Hatta biz sonrasında yemeğe gittiğimizde yağmur başladı. O akşam ki konser ne oldu bilmiyorum ama açık havada villanın manzarasını unutmama imkan yok! Akşam yemeğimizi Ravello’da bulunan La Vecchia adlı restoranda yedik. Fiyatları orta düzeyde olan restoranın Bufalo Pizzası çok iyiydi…
Hava karardıktan sonra Sorrento’ya dönüşümüz açıkçası çok kolay olmadı. Virajlı yollar ve karanlık sebebiyle yavaş sürdük ve neredeyse 2 saatte Sorrento’ya vardık.
Ertesi gün ise erkenden uyanıp Capri feribotu’na yetişmek üzere otelimizden check-out yaptık…
Devam Edecek…
YORUM BIRAKIN