Prag’a yalnız seyahat ettim. Genellikle seyahatlerimde yanımda bir arkadaşım olur. Yada bir davet ise benim gibi bloggerlarla birlikte gezeriz. Bazense tek gitmek durumunda olduğum seyahatler oluyor bu seferki gibi. Ama bundan keyif almıyorum değil. Kafama göre takılıyorum, ne istersem onu yapıyorum. Singapur ve Hong Kong gezimde tam 10 gün yalnızdım! Hiç de sıkıldım diyemeyeceğim.
Ancak yalnız gezmenin benim için en büyük derdi fotoğraflarımın çekilmesi. Tamam tripodu koyup sakin köşelerde kendi kendimi çekebiliyorum. Yada yoldan geçen birini durdurum bir fotomu çekermisiniz diyebiliyorum ama yine de bu bir yol arkadaşının yardımını almaya benzemiyor. Yanınızdaki kişi sizin açınıza alıştığı için bir süre sonra istediğiniz kadraja alışıyor. Tabi sıkılmazsa 🙂

Bu endişe ile Prag’a gitmeden önce ne yapsam diye düşünürken aklıma bir fotoğtafçı ile anlaşmak geldi. Araştırma yaparken de Prague Photographers adlı ekibe denk geldim ve hizmetlerinin içeriği hoşuma gitti. Tamamen talebinizi iletiyorsunuz ve onlar sizin için rota çıkarıyorlar ve tur boyunda fotoğrafını çekip sonrasında size editleyip bu fotoları yolluyorlar. Harika bir hizmet! Ben de hemen onlarla iletişime geçtim ve bir Cumartesi sabahı Prag’da bir meydanda buluştuk. Aslında bu turlara ekipten kim müsait ise o katılıyor ama o sabah Jan, Martin ve David 3’ü birden müsait olduğu için ve benim gibi bir bloggerla çalışmak istedikleri için üçü de tura geldi.

Peki Tur Nasıl Geçti?
Öncelikle şunu belirtmeliyim ki ben çok eğlendim. Hepsi son derece arkadaş canlısı ve eğlenceli insanlardı. 3ü de Çek vatandaşıydı ve Prag’ı çok iyi biliyorlardı. Buluşup tanışma faslının ardından tura başladık. Önce Kino Lucerna adlı bir pasaja girip ters atlı kral heykelini gördük.

Burada fotolarımı çektiler, ardından Our Lady of The Snows adlı kilisenin bahçesine gittik. Buradan gerçekten arka planda kilise ile harika kareler çıkıyor.

Sonrasında ise Çeklerin çok sevdikleri Başkanları Vaclac Havel’in anıtına gititk. Meğer rahmetli başkanları imza atarken bir kalp eklermiş imzasına. O yüzden anısına kalp şeklinde bir anıt yapmışlar.

Bir sonraki durağımız ünlü Çek yazar Kafka’nın anısına yapılan heykeldi. Bu Kafkanın yüzü ve kafası şeklindeki heykel kendi etrafında dönen metal halkalardan oluşuyor ve tonlarca kilo ağırlığında her bir halkası. Bu arada Kafka’nın tüm eserlerini Almanca yazdığını söyledi fotoğtafçı arkadaşlar.

Kafka kafasının ardından bu kez Legi köprüsü üzerinden karşı kıyıya geçtik. Köprü üzerindeyken de bir süre foto çektirdim. Bu arada fotolarda beni doğal yakalamaya çalıştılar ve kendimi hep çok rahat hissettim. Acele etmeden beni germeden tur boyunca hissettirmeden fotolarımı çektiler.
Lennon Duvarı’ndaki Sürpriz!
Köprünün ardından Streklecky Ostrov adlı mini adaya gittik ve sıcaktan bunaldığımız için birer bira molası verdik. O gün Prag’da triathlon düzenlendiği için bazı yollar kapatılmıştı. Şehir de inanılmaz kalabalıktı. normalde açık olması gereken yerleri bu kez atlayarak Lennon duvarına doğru ilerledik. Yol üzerinde bana mutlaka denemelisin diye önerdikleri Angelato adlı dondurmacıda enfes bir dondurma yedim. Tuzlu karamelli ve bayıla bayıla yediğim yasemin pirinçli dondurmanın tadını hiç unutmayacağım!

Şehrin simgelerinden olan Charles Köprünü harika bir açıdan fotoğrafladıktan sonra Lennon duvarına geldik. Burası Lennon’un ölümünden sonra anısına duvara resminin yapılması ile efsane olmuş bir duvar. Gelen herkes ya Lennonla ilgili birşeyler yazmışlar duvara ya da resimlerini yapmışlar. Buraya geldiğimizde fotoğrafçı arkadaşlar bana bir sürpriz yaptılar ve yanlarında getirdikleri sprey boyayı elime tutuşturdular. İlk başta yasaktır diye terddüt etmeme rağmen bunun serbest olduğu konusunda beni ikna ettiler ve içimden geleni yazmamı istediler. Ben de Tadında Seyahat yazmaya yeltendimse de yalnızca yarısını yazabildim. Çünkü çok uzun sürdü ilk yarısı bile ve duvar önü arı kovanı gibi aşırı yoğundu. Sonra fotolarımızı çekildik ve ayrıldık buradan.

Bu arada 3 fotoğtafçının sürekli fotolarımı çekmesi de çevrede merak uyandırdı. Gelip benimle tanışıp kim olduğumu soranlar oldu. Yani Prag’da birkaç saatliğine de olsa ünlü gibi hissettim 🙂
Turumuz Prague Photographers’ın beni kendi favori mekanları olan Bar U Klicu adlı lokal bir Çek barına götürüp birşeyler içmemizle sona erdi. Gördüğünüz gibi yolladıkları kareler de çok başarılı. Eğer siz de yalnız Prag’ giderseniz ya da yalnız gitmeseniz de profesyonel fotoğraflarınız çekilsin isterseniz Prague Photographers ile iletişime geçin. Çok memnun kalacaksınız!
İletişim için: https://www.facebook.com/praguephotographers/
YORUM BIRAKIN