Mardin yıllardır gitmek istediğim, aklıma geldikçe beni heyecanlandıran yerlerin başında gelen bir ilimizdi. Sürekli çeşitli sebeplerle erteleyip durduğum Mardin seyahati planımı 3 arkadaş kafa kafaya verip sonunda gerçekleştirdik.
Mardin aslında son yıllarda turizm anlamında inanılmaz ivme kazanmış bir şehir. 2 yıl öncesine kadar şehrin sokakları turistle dolup taşarken ve otellerde konaklayacak oda bulunmazken, Suriye’de yaşanılan olayların bölgeyi etkilemesinden dolayı turizm anlamında kayıplar yaşamış. Oysa ki Mardin’de güvenlik anlamında hiç sorun olmamasına rağmen.
Şimdilerde yine eski günlerine dönmeye başlamış bu tarihi Mezopotamya şehri. Bu çok sevindirici çünkü herkesin gidip görmesi ve Mardin’deki yaşamı tecrübe etmesi gerek.
Bir kere medeniyetlerin beşiği olmuş bir şehir. Farklı dinden insanların bir arada yüzyıllardır dostça yaşadığı bir bölge. Tarihi, farklı mimarisi, kültürü, yemekleri ve sıcak insanlarıyla mutlaka gidip görülesi bir yer.
Dostça birarada yaşayan insanları, sıradışı mimarisi, binlerce yıllık manastırları ve medreseleri görmek beni büyüledi. En kısa zamanda tekrar gitmeyi istediğim şehirlerden oldu Mardin.
Peki bu büyüleyici şehre giderseniz neler yapabilirsiniz? İşte size Mardin rehberi…
Görün:
Süryani Manastırları: Mardin Süryanilerin binlerce yıldır evi. Şehirde Süryanilerle müslümanlar dostça bir arada yaşıyorlar. Ortodoks Süryanilerin ibadetlerini gerçekleştirdikleri kilise ve manastırlar halen kullanılmakta. Özellikle Midyat’ta bulunan Mor Gabriel başta olmak üzere, Deyrulzafaran ve Kırklar Kilisesi mutlaka görülmesi gerekenlerden. Deyrulzafaran’ın adı etrafında yetişen safranlardan geliyor. Hatta kafesinde safranlı çayları mevcut. Mutlaka deneyin. Mor Gabriel’i de rehber Kuryakos ile birlikte manastırı gezin!
Medrese ve camiiler: Mardin’in medrese ve camileri de ayrı güzellikte. Özellikle ben camilerin minarelerini çok enteresan buldum. Bizim alıştığımız minarelerden çok farklı bir tasarıma sahip. Kasımiye medresesi dizilere bile ev sahipliği yapmış büyüleyici mimarisi ile. Ulu camii, Şehidiye Camii ve Reyhaniye camii mutlaka görülmesi gerekenlerden…
Müzeler: Mardin Müzesi ve Sakıp Sabancı Kent Müzesi şehrin mutlaka görülmesi gereken 2 müzesi. Mardin Müzesi’nde bölgenin arkeolojik tarihini, Sabancı Müzesi’inde ise kültürel geçmişini inceleyebilirsiniz.
Mardin Sokakları: Mardin eski ve yeni olmak üzere ikiye ayrılmış bir şehir. Eski şehir asıl bütün güzelliklerin yer aldığı, tarihi binaları, arnavut kaldırımı sokakları ile eşsiz bir yerleşim bölgesi. Burada mutlaka ara sokaklara dalmalı ve keşfe çıkmalısınız. Çok şaşırtıcı manzaralarla karşılaşacağınıza emin olabilirsiniz. Süryani mahallesini de mutlaka gidin ve sokaklarında fotoğraf çekin…
Midyat: Mardin’in Midyat ilçesi de en az eski Mardin kadar tarihi evlere, kilise ve camilere sahip. Mardin merkezden 1 saat uzaklıkta. Burada bulunan dizilere ev sahipliği yapmış konuk evini mutlaka görün. Nefes kesen bir manzaraya sahip.
Hasankeyf: Hasankeyf aslında Mardin sınırları içinde yer alan bir yer değil. Ama Mardin’e yakın olduğu için ve çok yakında baraj suları altında kalıp yok olacağı için mutlaka gidip görülmesi gereken bir yer. Giderseniz doğma büyüme Hasankeyfli olan Çoban Ali’yi bulun ve ilçenin hüzünlü hikayesini dinleyin. Bir de Ali’nin yanık sesiyle bir türkü dinleyerek Hasankeyfi izleyin. Ballı ve cevizli Hilve kahvesinden denemeden dönmeyin.
Dara Harabeleri ve Dara Zindanı: Binlerce yıllık bir geçmişe sahip Dara Antik Kenti kesinlikle görmeniz gereken yerlerden biri. Kayalara oyulmuş mağaralarda binlerce yıl önce insanlar yaşamış ve bir şehir kurmuş. Kapadokya’ya çok benziyor yer şekilleri olarak. Dara zindanı ise yine geçmişte depo olarak inşa edilmiş 40 metre yüksekliğinde sütunların olduğu sonraları ise zindan olarak kullanılmış enteresan bir tarihi yapı.
Alın:
Mardin’e alışveriş için Kayseriye çarşısına ve kuyumcular çarşına gidilebilir. Burada yöresel altın ve gümüş takılardan, el emeği olan tabak çanak ve aksesuarlardan alabilirler.
Mardin’in mavi badem şekeri, sabunu, Dibek kahvesi, mahlepli çöreği ve Süryani şarabı diğer buraya özgü şeylerden.
Yiyin:
Cercis Murat Konağı: Mardin’e gitmemiş olsam da yıllardır adını duyduğum bir mekan Cercis Murat Konağı. Mardinli şef Ebru Baybara Demir’in yıllar önce açtığı bu restoran mutlaka gidilmesi ve deneyimlenmesi gereken yerlerin en başında. Geçtiğimiz günlerde Ebru şef dünyanın en iyi 10 şefinden biri seçildi. Yemekleri tadınca ne kadar yerinde bir ödül olduğunu anlayacaksınız. Özellikle Cumartesi akşamları yapılan yemek showuna denk getirmelisiniz. Süryani yemeği olan Dobo Dolma yerli ve ilaçsız tohumdan elde edilen Karadağ pirinci ile yapılıyor. Kuzular 12 aylık ve gezen hayvanlar. Sebzeleri ise kendileri yetiştiriyorlar. Show sırasında garsonlar yemeği davul zurna ile getiriyor ve aşçı kadınların önünde bulunan dev tencereye döküyorlar. Onlar da yemeği servis ediyorlar… Sakın kaçırmayın!
Şahreman Lokantası: Mahalli yemekler servis eden bir esnaf lokantası. Mardin tabak isterseniz sembusek, irok, etli ekmek, ekşili dolma, Mardin türlü ve kaburga dolma ile işkembe dolmasını bir arada deneme fırsatınız olur…
Kebapçı Rıdo: Mardin’e özgü Mardin kebap yemek isterseniz adres Rıdo. Şişlere geçirilen satırla kıyılmış etlerden yapılan bir kebap. Yanında da ayran!
Kebapçı Yusuf: Yine kebap severler için bir mekan. Fıstıklı kebabı çok meşhur.
Cihan Lokantası: Midyat’a giderseniz yemek yemek için en iyi adres Cihan Lokantası. Mardin tandır, kuzu gerdan, kuzu kaburga ve perde pilavı inanılmaz lezzetli.
Bagdadi Restaurant: Eski bir konakta yer alan restoranda yöresel lezzetlerle birlikte fasıl eşliğinde güzel bir akşam geçirebilirsiniz.
Artuklu Kahve: Burada Mardin’e özgü Dibek kahvesinden tadabilirsiniz. Yada satın alıp eve götürebilirsiniz. Aynı zamanda kuruyemişçi. Mardin’in nefis cevizli sucuklarından ve mavi badem şekerlerinden de buradan alabilirsiniz.
Mardin İkliçe Çöreği: Mardin’in baharatlı mahlepli çöreği. Törenlerde sunulan çörekler her yerde karşınıza çıkacak. Matador Ekmek Fabrikası küçük şirin bir fırın ve çok güzel çörekler yapıyorlar.
Mezopotamya Otantik Cafe: Harika bir Mezopotamya manzarasına karşı bir mırra (acı kahve) içmek isterseniz adres burası.
Konaklama:
Biz yeni ve eski şehir arasında kalan Hilton Garden Inn’de konakladık ve çok memnun kaldık. Siz de bizim gibi ya yeni şehirde yer alan otellerden birinde ya da eski şehirdeki butik otellerden birinde konaklayabilirsiniz…
YORUM BIRAKIN