Sevilla’nın ardından gittiğim Madrid’de seçeneğin bol lezzetin tavan olduğu yemek pazarlarına, harika manzaraya sahip rooftoplara, nostaljik restoranlara ve etnik mutfakları denediğimiz mekanlara gittik.
Barselona ile sürekli yarıştırılan Madrid aslında en az Barselona kadar hareketli ve yapılacak şey alternatifi bol bir şehir. 2 güne çok şey sığdırabildiğimiz söylenemez ama lezzet açısından güzel mekanlar tavsiye edeceğim…
Kahvaltı:
La Mallorquina:
Madrid’e 2 sabah La Mallorquina’da kahvaltıya gittik. Cumartesi sabah gittiğimizde acayip kalabalık olan bu nostaljik İspanyol kafesinde, alt katta pastane kısmında ayakta tezgahta birşeyler atıştırdık. Bizim poğaça sandviç ekmeklerine benzer ekmekler içine İspanyol pastırması jamon veya peynir koyularak yapılmış sandviçleri harikaydı. Ertesi sabah nispeten daha az kalabalık olan mekanın 2. katındaki kafede bu kez masada kahvaltı ettik. Bu kez tercihim tost ekmekleri arasında servis edilen omletten yana oldu.
Tatlı Molası:
Chocolateria San Gines:
Madrid’e gelip de churro yemeden dönülür mü? Bunun için en iyi adres nostaljik çikolatacı San Gines. Kapısındaki kuyruğu görüp çevkiniz kırılmasın zira sıra çok çabuk akıyor. Kasadan fişinizi alıp, masanıza oturuyorsunuz ve siparişinizi garsonlar masanıza getiriyor. Sadece churros alıp çikolatasından istemeyi unutmayın çünkü ayrı ayrı sipariş ediliyor. Su almayın mekanda ücretsiz su veriliyor. Churrolar çok büyük o yüzden 1 porsiyonu 2 kişi bile yiyebilirsiniz!
La Violeta:
Yine nostaljik mi nostaljik, tatlı mı tatlı bir dükkan önerisi. Madrid’in menekşe şekerleri çok meşhurmuş. La Violeta’nınkiler ise en iyisiymiş. Çeşit çeşit mor şekerler harika ambalaj ve paketlerde satılıyor. Ben anneme hediye 1 kutu aldım.
Öğle yemeği:
Kalamarlı Sandviç: Bunun için bir mekan tavsiye etmeyeceğim çünkü hemen hemen heryerde bulabileceğiniz bir Madrid lezzeti. Bildiğimiz kalamar tava ekmek arası olarak satılıyor. Ağız sulandırıcı geliyor insana. Tek sorun biz sosla kalamar yemeye alıştığımız için bu sandviç bize biraz yavan gelebiliyor. Yine de denemek gerek.
Amicis:
Pazar sabahı Mallorquina’da kahvaltı etmiş olmamıza rağmen öğleden sonra 2 gibi tekrar acıkınca imdadımıza Amicis yetişti. Aslında Mercado San Miguel’e gitmeye karar vermiştik ama fazla kalabalık olunca hemen arka tarafında şans eseri Amici’yi gördük ve denemeye kara verdik. Amici’de gittiğimizde brunch devam ediyordu. Başlangıç şarküteri tabağı, bir ana yemek ve 1 adet kokteyl ve kahve fiks fiyat 18,50 Euro idi. İyiki denemişiz çünkü brunchtan çok memnun kaldık. Ben avakadolu sandviç yedim ve çok beğendim. Margaritası son zamanlarda içtiğim en güzel margaritaydı!
Mercado San Miguel:
Madrid’in en güzel yemek pazarlarından biri. Nefis tapaslar, pixhoslar, deniz ürünleri, sandviçler ve daha ne ararsanız hepsi birarada. Morina balıklı, sardalyalı kanepeler, yengeçli mini burgerler, havyarlı kanepeler yiyip de unutamadığm lezzetlerden. Mutlaka uğrayın.
Lupita:
Peru mutfağına özel ilgim olduğu aşikar. Madrid’de de bu fırsatı kaçırmadım. Lupita adlı Madrid’de yaşayan Peruluların sıkça gittiği leziz Peru restoranına bir öğle yemeği için gittik. Nefis bir karışık deniz ürünleri cevichesi ile yemeğe başladık. Ardından mekanda çoğu kişinin piliç çevirme yediğini görünce yarım bir piliç biz de sipariş ettik. İyiki de etmişiz çünkü harika marine edilmiş, eti yusyumuşacık bir tavuk yemiş olduk. Lomo Saltado ve kızarmış deniz ürünleri ise diğer siparişlerimizdi. Yanında tabiki Sangria ile!
Mercado De San Anton:
Bir başka lezzet diyarı! Bir akşam yemeği için gittiğimiz San Anton kalabalıktı. Yemek almak, aldığınız yemeği yiyecek yer bulmak zor olsa sonunda başardık. Mekanlardan birinden aldığımız mini burgerler harikaydı. Nefis pixchoslar denedik.
Manzarası Harika Bar Önerileri:
Madrid bir rooftoplar şehri. Birbirindne güzel manzaraya sahip bar ve restoranlar bulunuyor şehirde. Biz bunlardan 3 tanesine gittik. Hepsi de çok güzel mekanlardı. En azından birşeyler içmek için gidilebilir…
YORUM BIRAKIN