Bir şehrin mutfağını daha yakından tanımak için yemek turlarına mutlaka katılmaya gayret ediyorum. Lizbon’da da araştırmamı yaptım ve bu işte en iyilerden olduğunu öğrendiğim Taste of Lisboa adlı şirketin Campo De Orique semtinde düzenledikleri tura katıldım.
Şansımıza Lizbon kaldığımız 4 gün boyunca yağmurluydu. Tur günü de bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyordu. 6 kişinin katılması planlanan tur bu yüzden son dakika iptaller yüzünden 3’e düştü. Ama açıkçası daha özel daha samimi bir ekip olduğu için benim hoşuma gitmedi değil bu durum.
Campo De Orique şehrin iyi gelir düzeyine sahip insanlarının yaşadığı bir bölge. Zamanında burası tarlalarla kaplı aynı zamanda da bir sayfiye yerişmiş. Campo zaten tarla demek. Sayfiye olan kısmı bugün mezarlık hatta adı da bu yüzden zevkler mezarlığı konmuş!
Yağmura rağmen gelebilenlerle 10:30’da Campo Di Orique’deki bu mezarlığın önünde buluştuk. Burası aynı zamanda meşhur 28 numaralı tramvayın son durağı. O yüzden buraya ulaşım da son derece rahat. Grup rehberimiz Madalena bu semtte doğmuş. Çok şeker ve işini çok iyi yapan donanımlı bir rehberdi. Kendi üzüm bağları varmış ve kendi şaraplarını üretiyormuş!
Turun ilk durağı tatlı yiyip tatlı başlasın diye şehrin ve hatta dünyanın en iyi çikolatalı keki olduğunu iddia eden MBCM adlı kafe oldu. Sahibi Carlos Fransa’da denediği bir çikolatalı keke hayran olmuş ve geri döndüğünde daha iyisini yapma iddiası ile burayı açmış. Portekizde toplam 3 şubeleri var. Bitter çikolatalı veya sütlü çikolatalı olmak üzere 2 çeşidi var. Yanında kahve ile gerçekten nefis bir kekti!
Sonra semtin yemek pazarı Mercado Campo De Orique’e gittik. Taze balık reyonlarını gezdik, Portekiz peynirleri hakkında bilgi aldık ve sonra bir sonraki lezzet durağımız olan Parceria das Conservas adlı konservecide mola verdik. Portekiz bir sardalya cenneti, Av yasağı olan dönemlerde bu balığın konservesini yiyorlar. Çeşit çeşit süslenmiş kutularda konserveler şehirde artık bir hediyelik eşya olarak satılıyor. Bizde taze balık mevsimi olmadığından konservesini tattık. Yanında da domates ve acı soslu bir ton balığı. Alhos & Bugalhos adlı mekandan da Portekiz’e özgü bir başka yemek olan havyar salatasını tattık. Yanında da nefis bir Lisbon bölgesi roze şarabı! Özellikle ton balığının sosuna bayıldım. Salata ise benlik değildi. Havyarlar fazla yavan geldi.
Pazardan sonra ise enteresan bir restorana gittik. Pigmeu! Bu Portekizce pigme demek. Burası bir domuz restoranı. Portekiz’de domuz en çok tüketilen et. Şarküteri olarak da yemek olarak da. O yüzden duraklardan biri burası. Ancak domuz yemediğinizi önceden belirtirseniz size vejeteryan birşeyler hazırlıyorlar. Mekanın dekorasyonu çok güzel.
Sonraki durağımız bir başka başarılı dekora sahip mekan olan Moules & Beer oldu. Yani Midye ve Bira! Burası bir mideyeci. Tencere usulü midye yapıyorlar. Aynı zamanda da bir biracı. Yerel bira çeşitleri servis ediyorlar. Sarımsak, kişniş, zeytinyağı ve beyaz şarap ile pişirilen Portekiz usulü midye ve Sovina marka bira yedik ve sonraki durağımıza gitmek için mekandan ayrıldık.
Sondan bir önceki durağımız bir müze restoranı oldu. Fernando Pessoa adlı Portekizli bir şair ve ressamın bir dönemler yaşadığı bina bir müzeye dönüştürülmüş. Ona ait kitaplar, yazılar ve eşyalar sergileniyor. Bu yazar farklı kişiliklere sahip 70 hayali şair yaratmış ve hepsine farklı el yazısı, doğum tarihleri ve kişilikler geliştirmiş ve onlarmış gibi şiir ve eserler yazmıştır. Müzenin restoranın adı Flagrante Delitro yani kokulu şarkıcı. Burayı bir anne ve 2 oğlu işletiyor. Yemekler de anne yemekleri ağırlıklı. Burada çok sevdiğim Vinho Verde şarabı eşliğinde Bacalhau (Morina) köftesi ve fasülyeli pirinç yemeği tattık. Hepsi de tam damak tadımıza göreydi!
Son durağımız ise Hotel Da Estrela adlı bir butik otel oldu. Burası hemen iki bina yanda yer alan turizm okulu öğrencilerinin çalıştığı bir uygulama oteli. Cantina adlı restoranı çok popüler. Finali yine tatlı ile yaptık ve tarçınlı ice tea ile Portekiz tatlılarının vazgeçilmezi yumurta sarısı ile yapılan bir kekten denedik. Gayet lezzetli bir final olmuş oldu…
Ben bu tür turları çok seviyorum. Hem bir ülkenin yemeklerini yakından tanıma fırsatı buluyorsunuz hem de o kültürle ilgili hiç tahmin etmeyeceğiniz şeyle öğreniyorsunuz. Lizbon’da Taste of Lisboa’nın bir kaç farklı turu hatta bir de yemek kursu bulunuyor. Eğer denemek isterseniz linki: www.tasteoflisboa.com
YORUM BIRAKIN