1) Hop-on & Hop-Off Otobüs turu yapın;
Lizbon ‘u yakından en iyi tanıma yöntemi hop on & hop off denilen otobüs turlarına binmek. Biz Lizbon’daki ilk günümüzde “Yellow Bus” isimli şirketin premium turundan satın aldık. 25 euro olan tur ile 4 farklı güzergahı 48 saat boyunca gezebildik. Güzergahlardan bir tanesinde Lizbon’un merkezi ve tarihi bölgelerini tramvay ile dolaşıyorsunuz. Oldukça ilginç bir yolculuk sizi bekliyor. Diğer güzergahlar ise Belem bölgesi, Lizbon’un yeni bölgeleri ve geniş çaplı merkezini kapsıyorç. Aldığnız biletle tramvayları ücretsiz kullanabildiğiniz gibi St. Justa asansörünü de ücretsiz kullanabiliyorsunuz… Yani paranızın karşılığını kesinlikle alıyorsunuz! Lizbon’un da altını üstüne getirmiş oluyorsunuz!
2) St. Justa Asansörüne çıkıp şehri izleyin;
1902’den beri Barrio Alto ve Baixa semtlerini birbirine bağlamak amacıyla hizmet veren asansörü kullanma bedeli 5 euro. Buna gözlem katıda dahil. 45 metre yükseklikteki terastan şehrin manzarasına doyum olmuyor… Asansör olarak da cidden çok işe yarıyor yoksa bir sürü merdiven çıkmak zorundasınız Baixa’dan Barrio Alto’ya gitmek için…
3) Fado dinleyin;
Fadosuz bir Lizbon seyahati düşünülemez. İster yemek eşliğinde istersenizde konser salonu havasında büyülü bir Fado dinletisi deneyimleyebileceğiniz bir çok yer bulunuyor. Fado’nun kraliçesi Amila Rodriguez kabul ediliyor. Sokakta yürürken sağdan soldan kulağınıza mutlaka onun söylediği fadolar çalınacaktır. Hemen bir CDsini almalısınız! Biz Barro Alto’da bulunan O Faia adlı restoranda hem yemek yedik hem de harika bir Fado gösterisi izledik. Fado şarkıcıları sahneye çıktığında ışıklar söndürülüyor ve misafirlerden yemeklerine ara vermeleri isteniyor. Tabiki çıplak sesle söylenen şarkılarla kendinizden geçiyorsunuz…
4) Şehrin Kalesi Sao Jorge’ye çıkın;
Orta çağ’dan kalma bir kale olan Sao Jorge şehrin en yüksek noktalarından birinde tarihi kent merkezinin tam ortasında yer alıyor. Tahmin edeceğiniz gibi manzarası bir harika.
5) Belem Kulesini görün;
Lizbon’un simgesi. Şehri savunma amacıyla 1519 yılında yapılmış. Aynısından Tagus nehrinin karşı yakasına da inşa edilmiş ancak o günümüze kadar ulaşamamış. Unesco’nun dünya mirası listesinde yer alan kuleye giriş 6 Euro. Kule’nin bir başka ilginç özelliği de nehir üzerinde küçükük bir adanın üzerine inşa edilmiş olması.
6) Keşifler Anıtını görün (padrao dos descobrimentos);
Afrika ve Hint okyanusuna açılan denizciler anısına yapılmış. Anıtın bulunduğu bölge eskiden gemiler kalktığı limanmış. Anıt üzerindeki 33 kaşife ait heykelden yalnızca 1 tanesi kadın. O da çok sevilen Portekiz kreliçesi Filipa’nın heykeli. Anıtın gözlem kulesine çıkış ücreti 3 Euro.
7) Belem pastasından yiyin;
Dünyanın bu en lezzetli tatlarından biri olarak kabul edilen Belem pastasına Portekiz’de her yerde rastlayabilirsiniz. Ancak bu tatlıyı Belem’de bulunan Pateis De Belem’de mutlaka denemelisiniz! Burada yapılanların adına Pasteis De Belem deniliyor. Diğer yerlerde yapılanların bu isimle anılması yasak. Onlara Pastel De Nata deniliyor. Bence her ikisi de lezzetli. Ancak tabi Belem’de yapılanı bir başka!
8) Güzel müzeleri gezin;
Lizbon müze yönünden de oldukça zengin! Fado müzesinden, saraylara ve modern sanat müzelerine, denizcilik müzesinden katedrallere kadar sayısız müze sizleri bekliyor. Lizbon’da gezebileceğiniz müzeler listesi için tıklayın…
9) Güzel manzaralı parklara gidin;
Yedi tepe üzerine konuşlanmış 3 şehirden biri olan Lizbon’u izleyebileceğiniz bir çok nokta bulunuyor. Çoğu park ve bahçe şeklinde düzenlenmiş bu tepelerin çoğunun eşsiz manzarası oluyor. Bazılarına tramvay ile ulaşmak mümkün. Örneğin Jardim De S. Pedro De Alcantra…
10) Cascais ve Sintra turu
Lizbon’da kalacağınız 1 günü eğer vaktiniz var ise Cascais ve Sintra gezisine ayırmalısınız! Cascais Atlas okyanusu kıyısında bir tatil yöresi. Güney Fransa’daki şehirler gibi inanılmaz şirinlikte evlere ve dar sokaklara sahip. Parkı ve sarayları mutlaka gezilmeli. Hava güzelse okyanusda yüzme keyfi yapılmalı. Boca Inferno adı verilen okyanusun kayaları deldiği bölge kesin gezilmeli.
Sintra ise bambaşka bir hikaye. Unesco tarafından dünya mirası listesinde bulunan Sintra’da küçük bir bölge içinde bir çok saray, kale ve şato yer alıyor. Pena sarayı, Monserrate sarayı ve Sintra Ulusal sarayı, görülmesi gerekenlerden bazıları. Sintra’nın merkezinde bir çok hediyelik eşya dükkanı da bulunuyor. Merkezde bulunan turizm bürosundan nerede neyi görebileceğinizi öğrenebilirsiniz. Bu arada Pena sarayı Sintra merkeze 20 dakika uzaklıkta ve dağın tepesinde. O yüzden en az 3 saatinizi bu saraya ulaşım ve gezi için ayırmalısınız…
Tadında Seyahatler…
Ahhhh Lizbon ahhhh… Çok seviyorum bu şehri, gerçekten! Nerde Lizbon ile ilgili bir yazı okusam tekrar tekrar gidesim geliyor. Elinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş.
Eğer siz de benim yazdıklarımı okumak isterseniz Lizbon ile ilgili beklerim 🙂
http://no9daire8.com/tag/lizbon/