Las Vegas denilince aklınıza ilk kumar geliyor değil mi? Benim için öyle değil. Kumar kısmını bir kenara bırakıcak olursak Las Vegas benim için insan eliyle yaratılmış bir harikalar diyarı. İhtişam, leziz restaurantlar, alışveriş, ağzını açık bırakacak mimarideki oteller ve showların merkezi. 500.000’in üzerinde nüfusa sahip, uyumayan ve işlenen günahların sır olarak kaldığı şehir.
Bütün bu saydığım sebeplerden ötürü Las Vegas’ı çok seviyorum. Bir çok kez gittim ve defalarca gitsem yine doyabileceğimi sanmıyorum. Las Vegas, Los Angeles’a uçakla 45 dakika arabayla ise yalnızca 4 saat uzaklıkta. Yolun büyük bir kısmında çölün içinden geçiyor olsanız da güzergah boyunca görülmesi gereken yerler ve alışveriş tutkunları için dev outletler var. Calico hayalet şehri, Barstow outlet, Fashion Outlet Las Vegas ve Silverwood Gölü, Lake Mead ve Hoover Dam uğrayabileceğiniz yerler arasında. Özellikle dünyanın en büyük barajlarından biri olan Hoover Dam’ı görmenizi kesinlikle tavsiye ederim. Ancak yaz aylarında çok sıcak olduğu için dikkatli olmanızda fayda var.
Las Vegas’a yaklaşmaya başladığınızdan itibaren dev ışıklı reklam panoları, gazinolar ve oteller karşınıza çıkmaya başlıyor. Benzin istasyonlarındaki marketlerde bile kollu kumar makinelerine rastlıyorsunuz. Las Vegas’ı boydan boya geçen Strip denilen ana caddeye geldiğinizde ve kuzeye doğru ilerlediğinizde ilk karşınıza çıkan otel Mandalay Bay. Hemen yanında dev bir Piramit olan Luxor ve onun yanında ise masallardaki şatolara benzeyen Excalibur var. Bu üçlünün hemen karşısında ise MGM Grand oteli yer alıyor. Sonrasında sırasıyla, New York New York, Monte Carlo, Cosmopolitan, Planet Hollywood, Bellagio, Paris, Caesars Palace, Mirage, Treasure Island, Venetian, Wynn, Wynn Encore ve daha dışarıda olan Stratosphere yer alıyor.
Las Vegas’ta oteller monorail (Havada giden Tren) sistemi ile birbirine bağlanmış. Bakıldığında oteller yan yana görünse de aslında aralarında epeyce mesafe var. Monorail bu nedenle inanılmaz bir kolaylık sağlıyor. Yalnızca bir oteli gezmek bile epeyce yorucu olabiliyor. Otellerin otoparkları ücretsiz. Arabası olanlar o yüzden daha rahat gezebilirler.
Her otelin kumarhanesi bulunuyor. Kumarhanelerde alkol ücretsiz servis ediliyor. ABD genelinde kapalı mekanlarda sigara içmek yasak iken Las Vegas kumarhanelerinde içmek serbest. Bazı otellerin de her markayı bulabileceğiniz alışveriş merkezleri var. Caesars Palace’ın Forum’u ve Palazo’nun The Shops at Palazzo benim en sevdiklerimden. Fashion Show yine Strip’te bulunan bağımsız alışveriş merkezide oldukça büyük. Wynn’in içinde de birbirinden lüks markaların yer aldığı mağazalar bulunuyor.
Erken yapılan rezervasyonlarla en lüks otellerde bile uygun fiyatlarla konaklama imkanınız oluyor. Vegas’taki oteller kişi değil oda başına ücret alıyor ve yatak boyutları normalden daha büyük. Böylece birkaç kişi odayı rahatlıkla paylaşabiliyorsunuz ve konaklamayı ucuza getirmiş oluyorsunuz
Yeme-içme olarak Las Vegas’ta her bütçeye uygun restaurantlar bulunuyor. Dünya’nın her mutfağına burada rastlamanız mümkün. Şehir Michelin yıldızlı restaurantlardan, tanınmış restaurant zincirlerine ve ünlü aşçılara ait restaurantlara kadar birçok seçenek sunuyor. Bunun dışında otellerde açık büfeler sınırsız çeşit’i bianda karşılarında görmek isteyenler için birebir. Mandalay Bay’in açık büfesi ve Caesars Palace’da yer alan Mesa Grill tavsiye edebileceğim yerler arasında.
Eğlence bakımından da Las Vegas dünyanın önde gelen şehirlerinden. Her otelin farklı konsept ve tarzda barları ve kulüpleri bulunuyor. Farklı birşeyler arayanlar New York New York’daki Nine Fine Irishmen adlı İrlanda Barını veya filmini izlemiş olanlar hatırlayacaktır Coyote Ugly Bar’ı deneyebilirler. Parti denilinde akla gelen otellerden biri de Palms otel. Strip’in dışında yer alan otel farklı tasarımdaki odaları ve çılgın partileriyle öne çıkıyor. Eğer hava uygunsa havuz başı partilerini kaçırmayın.
Las Vegas’a gidip’te showlardan birine gitmeden dönmek olmaz. Cirque Du Soleil’in harika gösterilerini, David Copperfield veya Chris Angel gibi ünlü sihirbazların showlarını ya da ünlü şarkıcıların konserlerini izleyebilirsiniz. Celine Dion ve zaman zaman da Elton John Las Vegas’ta düzenli olarak konser veriyorlar. Ben bir keresinde Amerikan Radyo ödül törenine denk gelmiştim ve Keith Urban, Mirah Carey, Pussycat Dolls, Ricky Martin ve daha birçok ünlüyü sahnede izleme şansına sahip olmuştum. Biraz daha çılgın birşeyler izlemek isteyenlere Cirque Du Soleil’in erotizm barındıran show’u Zumanity’i tavsiye ederim.
Kaçırmamanız gereken bir başka şey ise otellerde yapılan ücretsiz showlar. Bellagio Otel’in önündeki dev havuz’daki su ve ışık gösterisini, The Mirage’ın volkan showunu, Caesar Palace’ın Yunan Tanrılarının Heykellerinin showu ve Treasure Island’ın korsan gösterisini mutlaka izlemelisiniz. Otellerin web sitelerinden hangi sıklıkla showların yapıldığını öğrenip erken gitmenizde fayda var çünkü çok kalabalık oluyor ve rahat izleyemiyorsunuz. Limuzin kiralayıp Strip’te turlamak da Vegas’ta sıkça yapılan şeyler arasında. Her çeşit aracın Limuzin versiyonuna rastlamak mümkün. Kalabalık grupsanız Hummer Jeep’lerin Limuzinlerinden kiralayabilirsiniz.
Benim gibi gittiği şehirleri illaki yüksek bir noktadan görmek isteyenler için Stratosphere Hotel’in kulesi birebir. 350 metre yükseklikteki kulenin gözlem terasından tüm Vegas görülebiliyor. Asıl ilginç olan kısmı ise kulenin tepesinde yüksekten düşüyor hissi veren eğlence amaçlı bir alet bulunuyor. Birde kulenin dışına doğru sizi salıveren 350 metre yüksekte sallandıran salıncakda cesareti olanları bekliyor. Ben açıkçası göze alamadım ama alanlara hayranlık duyuyorum. Bunun dışında Paris Hotel’de bulunan Eyfel Kulesinin 140 metre yükseklikteki gözlem terasını da deneyebilirsiniz.
Bu arada belirtmeden geçemeyeceğim. Ne kadar çok yapılacak şey olsada Vegas maksimum 3 günden sonra fazla gelmeye başlayabilir. Tabi kumar oynamıyorsanız. Yılbaşlarında çok kalabalık olmasına rağmen herkes stripte toplanıyor ve tüm otellerden fırlatılan havai fişek gösterilerini izliyor. Tabi sonrasında çılgın partiler sizleri bekliyor.
Tadında Seyahatler…
Merhaba.yazilarinizi buyuk bir keyifle okudum.mayis ayinda bizde Los angelas,San diego ve Las vegasa gidecegiz.Bizim icin adeta yol haritasi gibi oldu burdaki anlatimlariniz cok tesekkur ediyoruz,oldukca faydalanacagiz.
Merhaba. Teşekkürler yorumunuz için. Umarım Tadında bir Seyahat geçirirsiniz. 🙂 Şimdiden iyi yolculuklar…
Merhaba. 1 Haziran da Las Vegas da yolcusuyum. 5 Günlük bir seyehatim olucak. Aslında nereye gideceğimi bilmiyorum. Yazınızdan bazı notlar aldım. Şu anda en azından nereden başlayacağımı biliyorum. teşekkür ederim.
İyi yolculuklar 🙂
Merhaba,
Günlerdir Vegas hakkında bir şeyler araştırıp duruyorum.Şu anda Amerikada’yım ve 20 gün sonra travela çıkacağım. 3-4 günlük vegas planımız var arkadaşlarla fakat kafama takılan bir şey var.Herkes kalınacak yer konusunda normal otellerin adını geçirirken motellerde bahseden yok. Parayı lüks otellerde harcamak yerine motelde kalmak ve oradan save ettiğim parayı gösterilerde harcamak daha mantıklı değil mi ? yoksa güvenilmez olduğu için motel tarzı yerler önerilmiyor mu ? Bu konuda ne düşünüyorsunuz
Merhaba, Açıkçası bu tamamen bir tercih meselesi. Las Vegas’da oteller eğer çok yoğun bir dönem değilse oldukça uygun fiyatlı oluyor. Las Vegas’ı güzel yapan şey renkli dünyası ve birbirinden farklı otelleri. Otellere kişi başı fiyat ödenmiyor. Sadece oda başına ödeniyor. Yani bir odada bir kaç kişi bile kalabilme olasılığınız var. Single yatakları bile çok büyük. Öğrencilik yıllarında 4-5 kişi aynı odada kaldığımız zamanlar bile olmuştu.
Merhabalar losangeles vegas planim var losangelesta arac kiralamayi dusunuyoruz fikirlerinizi paylasirsaniz sevinirim
E-mailinize cevap yazıyorum.
Merhaba Gökhan bey, bizim de 1 haftalık LA ve Vegas planımız var. 3 gün LA ( belki artı olarak San Diego), oradan da çok uygun fiyatlı bir tur ile Vegas/ Grand Kanyon planlıyoruz. LA ‘ye bu kadar süre yeter mi ve LA için araç kiralama mantıklı mıdır, özellikle trafik ve park durumu açısından? Şimdiden teşekkürler…
Merhaba,
Los Angeles için 3 gün yeterli ama biraz koşturmacalı olabilir. Şehir çok büyük ve mesafeler birbirine uzak. Trafik de yoğun. Ama San Diego’yu ayrı bir gün olarak planlayın. Sabah çok erken gidip akşam geç dönerseniz San Diego yeterli olur ama Sea World ve Hayvanat bahçeşi gibi yerlere girerseniz vaktiniz yetmez.
Los Angeles için araç kesinlikle kiralamalısınız. Başka türlü gezmek çok zor. Metro sadece belli bölgede var. Otobüsle gezmek zor. En güzeli araç kiralamak. Mutlaka navigasyonlu araç alın. Park yeri hiç sorun değil. Çoğu yerde public parking mevcut. Yalnızca sokaklarda park ederken levhaları iyi okuyun. Kaldırımlar çeşitli renklere boyanmış. Kırmızı olan yerlere asla park etmeyin. Boyasız olan ve otomatik makinelerin olduğu yerleri tercih edin.
Umarım güzel bir tatil geçirirsiniz. Benim içinde gezin! 🙂
Hayalimdeki şehir bazen diyorum evi arabayı sat git las vegasa sonra kendi kendime pis fakir lasvegas senin neyine 🙂
merhaba. yazdiklariniz guzel fakat ben bugun Las Vegas’a geldim ve yalnizim ve 2 gun buradayim ve nasil eglenebilirim? onerebileceginiz bir seyler var mi? mail atabilirseniz sevinirim 🙂
ben 6-7 gun icin gitmistim, yinede gezmekle bitmiyo… o sebepten 2-3 gun bence cok az…
Las Vegas’ta 7 – 10 gün için ortalama kaç para gerekir?casinolar dahil 🙂
herkesin bir hayali olsa gerek benim lasvegas
5 bin