Türklerin Yeni Turizm Destinasyonu
Yunanistan artık başlı başına Türklerin en önemli turizm destinasyonu haline geldi. Yunan adalarının hepsinde tam anlamıyla bir Türk turist istilası yaşanıyor. Yollar, sokaklar, oteller ve restoranlarda elinizi sallasanız bir Türk’e çarpıyorsunuz. Mekanlar Türkçe menüler sunuyor, Türkçe levhalar yerleştiriyor ve garsonlar Türkçe konuşuyor. Yunanistan’ın bu kadar tercih edilmesinin sebepleri hem herkesin kendini daha rahat hissetmesi, hem fiyatların nispeten daha uygun olması hem de doğasının ve yemeklerinin gerçekten çok güzel olması…
Thassos yani Taşöz’de son 2 yıldır Türkler arasında gittikçe popüler olmaya başlamış bir Yunan adası. Karayolu ile gidilebilecek en yakın adalardan biri olması ve harika doğası Thassos’un tercih edilmesinin nedenleri arasında. Thassos, İstanbul’dan yaklaşık 8 saat uzaklıkta. Sınırdan geçerken ki bekleme süresine göre bu süre daha uzayabiliyor.
Bu belgeler olmadan Yunanistan’a aracınızla geçemezsiniz!
Yunanistan’a hem otobüsle hem de kendi özel aracınızla gidebilirsiniz. Ben bir keresinde Metro Turizm’in Selanik seferini kullanarak gittim. Ancak bu yolculuğu kimseye tavsiye etmem çünkü 8 saatlik yol 14 saatte tamamlandı. Otobüs her önüne gelen yerde mola verdi ve sabaha karşı uyku sersemliği ile sınırdan geçmek de ayrı bir çileydi. O yüzden imkanınız varsa kendi aracınızla gidin derim. Yunanistan’a aracınızla gitmek için iki belgeye ihtiyacınız bulunuyor. Bunlardan biri Uluslararası Taşıt Belgesi yani Turing diğeri ise sigorta. İki belgeyi de ister gitmeden önce isterseniz de sınır kapısında alabiliyorsunuz. Turing ücreti 115 TL. Sigorta’da süresine bağlı olarak 15 günlük 63 Euro’dan başlıyor 1 yıllık 315 euro’ya kadar çıkıyor.
Ödemeleri kredi kartınızla yapabiliyorsunuz (Detaylı bilgi; www.turing.org.tr/tr/uluslararasi_tasitbelgesi.asp) Geçerli bir vizeniz ve yurtdışı çıkış harç pulunuz da varsa önce Türk sınır kontrolünden sonra da Yunan sınır kontrolünden geçip Yunanistan’a ayak basıyorsunuz. Biz Türk tarafından Yunan tarafına 20 dakika da geçtik ancak dönüşte oldukça uzun bir kuyruk olduğu için 1,5 saat beklemek zorunda kaldık. Bir de İstanbul’a pazar akşamı dönmenizi tavsiye etmem çünkü o yorgunluğun üzerine bir de trafik işkencesini çekiyorsunuz.
Yemyeşil bir cennet; Thassos…
Thassos’a Kavala ve Keramoti üzerinden feribotlarla geçebiliyorsunuz. 2 kişi 1 araç için tek yön 33 euro ödüyorsunuz. Keramoti’den Thassos’a yaklaşık 35 dakika’da varıyorsunuz. Liman bölgesi’ne Limenas deniliyor. Burada bir çok kafe ve restoran bulunuyor. Dilerseniz feribottan indikten hemen sonra Limenas’da bir mola verebilirsiniz. Biz hemen konakladığımız Skala Ranchoniou bölgesine geçmeyi tercih ettik.
Thassos’un keyfini çıkarabilmek için minimum 2 tam günü bu ada için ayırmanız gerekiyor. Adanın etrafında gezebilmeniz için mutlaka araçla gitmiş olmanız veya araç kiralamanız gerekiyor. Thassos’un çevresi araçla toplam 2 saatte gezilebiliyor. Yol boyunca irili ufaklı bir çok köy bulunuyor. Karşınıza çıkan deniz ve yeşilin bütünleştiği manzaralar sizi kendine hayran bırakıyor. Thassos’da yalnızca kıyıda değil dağ eteklerinde de birbirinden güzel köyler bulunuyor. Özellikle Kazaviti, Potamia ve Panagia görülmesi gereken köylerin başında geliyor. Şaşırtıcı olan bu köylerin tamamen Osmanlı tarzında köyler olması. Yani kendinizi sanki Bursa’nın Cumalıkazık köyü veya Safranbolu’da gezermiş gibi hissediyorsunuz. Köyler’de bazı butik oteller ve restoranlar mevcut. Yemek planlarınızın arasına mutlaka alınmalı. Adanın her köşesinde birbirinden güzel plajlar yer alıyor. Halka açık olan bu plajlarda şezlong ve şemsiye isteyenler 2 kişi için 7 Euro civarında ödüyorsunuz.
Oğlak çevirme yemeden bu adadan ayrılmayın!
Biz ilk akşam Kazaviti’de yer alan Vasilis adlı restoran’da yemek yedik. İçi feta peyniri dolgulu kızartılmış kabak çiçeği, kuzu dolma ve kuzu kaburga çok başarılıydı. 2 bira ile birlikte toplam 30 euro hesap ödedik. Eski bir köy evinde bulunan Vasilis restoranın dağ manzarası gözünüzü gönlünüzü açacak nitelikte. Sıcaktan bunaldığınızda da kendinizi atacağınız bir sığınak gibi…
İkinci gün akşam yemeğimizi Thassos’un en turistik köylerinden biri olan Pagania’da bulunan Taverna Elena’da yedik. Thassos’a gelmeden önde bana yapılan mutlaka oğlak yemelisin tavsiyesini bende Thassos’a gidecek olan seyahat severlere yapmak istiyorum. Oğlak fikrine pek sıcak bakmayanlar Elena’da tavuk çevirme veya kokoreç’i de deneyebilirler. Burada da şarap ile birlikte oğlak ve kokoreç için 30 Euro civarında ödedik.
Ertesi gün ki restoranımız bu sefer bir deniz ürünleri restoranı olan Limenas’daki Simi restraurant oldu. Bütün şekilde ızgara edilmiş kalamar, ahtapot ızgara, hellim ızgara, kalamar tava ve yanında da uzo ile keyifli bir akşam geçirdik. Kişi başı yaklaşık 25 Euro ödedik. Sonrasında ise iskele de güzel bir yürüyüş yaptık…
Bu arada Thassos restoranlarında tatlı yemenize gerek yok çünkü ikram olarak yemek sonunda mutlaka tatlı getiriyorlar.
Mermer Plajı sanki Maldivler!
Gelelim Thassos’un plajlarına… Diğer Yunan adalarının aksine oldukça yeşil olan Thassos’a ağaçların neredeyse suyla buluştuğu plajlardan denize giriyorsunuz. Ada’nın her yerinden mermer çıkarıldığı için bazı alanların traşlanmış olduğunu görmek çok üzücü. Mermer demişken Mermer plajına mutlaka gitmenizi tavsiye ederim. İngilizcesi Marble Beach. Alabildiğine beyaz bir sahil ve akvaryum berraklığında deniz. Ben bu kadar temiz ve berrak bir su (Henüz Maldivlere gitmediğim için) ömrümde görmedim. Plajın bu kadar güzel olmasının sebebi beyaz kum değil ufalanmış mermer parçacıklarından oluşuyor olması. Yolu çok bozuk olduğu için gitmesi biraz çileli ama plajı görünce büyülenmemeniz elde değil. Gittiğinize kesinlikle değiyor. Herhangi bir giriş ücreti yok. Havlunuzu serip yatıyorsunuz.
La Scala Beach ise daha Bodrum tipi plajlardan. Beyaz tüllerin uçuştuğu kabanaların olduğu, bar ve restoran bölümü bulunan ve müzik yayını yapılan trendy bir plaj tipi. Kabana şeklindeki şezlonglar için bardan minimum 50 euroluk bir sipariş vermeniz gerekiyor. Normal şezlonglar için ise sadece birer içecek sipariş etmeniz yeterli. Marble beach’den sonra gününüzü bizim yaptığımız gibi burada geçirebilirsiniz.
Adayı gezerken beğendiğimiz ama denize girmediğimiz diğer plajlar arasında Makriammos (Makriammos otelinin plajı ve girişi 3,5 Euro), Paradise Beach (Kedi barınağından çok kedi var etrafında) ve mutlaka gitmenizi tavsye edeceğim Aliki Beach yer alıyor. Eğer süre sıkıntınız yok ise bu plajları tek tek denemenizi öneririm. Özellikle Aliki’de aklım kaldı diyebilirim.
Thassos’un gece hayatının kalbi Limenaria adlı köyünde atıyor. Burada irili ufaklı barlarda geç saatlere kadar eğlenmek mümkün.
Thasos’da oteller bir bölgede değil plajlar gibi adanın geneline dağılmış durumda. Bizim konakladığımız Louloudis Hotel, uzun yıllardır önce açılmış ancak geçtiğimiz aylarda baştan sona yenilenmiş ve güzel bir butik otele dönüşmüş. Otelin bir diğer özelliği ise sadece yetişkinlere yönelik olması. Yani çocuk kabul edilmiyor. Böylece daha sessiz bir ortam sağlanmış oluyor. Otelin işletmeciliğini yapan aile çok sıcak. Tüm misafirlerle yakından ilgileniyorlar. Önerdikleri yerlerde çok isabetliydi.
Thassos’a giderken veya dönüş yolunda bir çok görülmesi gereken yer bulunuyor. Özellikle Kavala ve Alexandrapolis (Dedeağaç) vakti olanların mutlaka ziyaret etmesi gereken şehirlerden. Porto Lagos adlı gölün üzerinde yer alan iki adacık üzerine kurulmuş olan Pantanassa Kilisesi görülmeye değer bir başka yer.
Hazır arabanız için gerekli belgeleri ve vizenizi de almışken arayı fazla uzatmadan tekrar Yunanistan’a gidin derim. Mesela Selanik’e gitmediyseniz en kısa zamanda gidip görmelisiniz. Benim bir sonraki planım Yunanistan’ın batısında yer alan adaları gidip görmek…
Tadında Seyahat’in Thassos Top 10’u:
1) Marble Beach’de yüzün.
2) Kazaviti Köyünü gezin ve burada yemek yiyin.
3) Giola adlı mini lagünde yüzün.
5) Panagia’da oğlak çevirme yiyin.
6) Aliki Beach’de yüzün ve güneşlenin.
7) La Scala Beach’de takılın.
8) Limenas’da deniz ürünleri yiyin.
9) Adanın etrafına yayılmış olan tarihi yapıları ve manastırları gezin (özellikle Moni Archengelo’yu).
10) Limenaria’nın gece hayatına bir göz atın.
Tadında Seyahatler…
yaa kuzen ramazanda iyi gitti valla inşaallah gitmek nasip olur
İnşallah 🙂 Teşekkürler
marbel beach harikaymış
Evetttt! Bembeyaz kum turkuvaz deniz!
yarın taşoza gidiyoruz
İyi yolculuklar 🙂
Keşke marble beach in yolundan da bahsetseydin. Arabanın omrunden ömür aldı. Takriben yarım saatlik rezalet ötesi bir yol. Giola’nin yolu da keza öyle. Gidecekler dikkat
Fazla detaya girmeden zahmetli bir yol demiştim yazıda ama demekki daha detay vermem gerekiyormuş. Gidecek olanlara duyrulur 🙂
fotograflari hangi makine ile çekiyorsunuz , çok kaliteli
Bayramda lascala ya gittim. Sezlongtan sirt cantami caldilar. Tum parami alip cantayi disarda bir arabanin yanina birakmislar. Kamera sistemleri oldugu halde hicbir sonuca ulasmadilar. Birkac meyve suyu ve patates kizartmasi ile teselli edildikten sonra beskurussuz turkiye ye dondum. Gidenler cantalarina dikkat etsin.
Geçmiş olsun. Kötü bir tecrübe yaşamışsınız. Dikkatli olmak gerek gerçekten.