Son yıllarda dünyanın süper gücü konumuna gelen ve en kalabalık ülkesi olan Çin’in sırasıyla Pekin, Xian ve Shangay şehirlerinde bulundum. Yaklaşık 10 gün süren iş seyehatimde vaktim elverdiğince gezmeye ve Çin’i tanımaya çalıştım.
Yolculuğum THY ile Pekin’e 9 saatlik uçuş ile başladı. Dünyanın en büyük havalimanı olan ve olimpiyatlar için özel olarak yapılmış Pekin havaalanı Çin’in gelişen ekonomisine yakışır biçimde insanı modernliği ve büyüklüğü ile etkiliyor. Aynı hisleri havalimanından şehre doğru yaklaşırken de hissediyorsunuz. Şehirin hemen her yerinde inşaatlar onarımlar sürüyor. Yollar, meydanlar kocaman. Geleneksel yapıların yanında kocaman modern binalar yükseliyor.
Pekin’deki 3 günümün yarım gününü Yasak Şehri gezmeye, 1 gününüde Çin seddine ayırdım.
Pekin’de bulunan bir göletteki ada
Yasak Şehir Pekin’e gidenlerin kesinlikle görmesi gereken bir yer. Gezerken mutlaka yanınızda bir rehberinizin olması gerekiyor çünkü çok büyük ve yalniz gezerek anlaşılması mümkün değil. Yasak Şehrin bulunduğu Tiananmen Meydanı uçsuz bucaksız. Sağında solunda kocaman devlet binaları var. Etrafta sürekli Çin askerlerine rastlıyorsunuz. Rehberimiz bizi dev bir kapıdan Yasak Şehir’e soktu. Kapı eşiklerinden gecerken bulunan yüksek kirişlerden çatılarda bulunan hayvan figürlerine, saraydaki farklı renklerden imparatorluğun geçmişine kadar her şeyi detaylı biçimde anlattı. Turumuz otantik bir Çin çay evinde çay seromonisini izleyerek sona erdi.
Çin Seddi geçmişiyle beni şimdiye kadar bulunduğum yerler içinde en fazla heyecanlandıranlardan biriydi. Aynı hissi Mısırda Piramitleri gezdiğimde de hissetmiştim. Çin Seddi turumuz ise sabah erken saatlerde otelimizden alınmamızla başladı. Yol üzerinde uğradığımız yerler arasında Bir budist tapınağı olan Lama tapınağı, sedef fabrikası ve bir de ipek fabrikası bulunuyordu. Badaling noktasından ziyaret ettiğimiz Çin seddi’ne belli bir yerden sonra kısa bir teleferik yolculuğundan sonra ulasıyorsunuz. Yıllardır dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilen ve tarihte çok önemli bir yer tutan Çin seddinde bulunmak büyüleyiciydi. Mart ayı olmasından dolayı buz gibi esen rüzgar seddin tepelerinde yürümeyi neredeyse imkansız hale getirdiğinden çok fazla kalamasam da nefis fotolar çekmeme engel olamadı. Pekin’de benim yapamadığım ama yapmanızı tavsiye edeceğim şey ise dünyanın en büyük hayvanat bahçelerinden biri olan Pekin Zoo’ya gidip Çin’in simgelerinden olan Pandaları görmek. Alışveriş sevenler için Çin’in ucuz ürünler cenneti olduğunu belirtmeme gerek yok. Büyük çok katlı pazarlarda her türlü giyim eşyası ve elektronik ürün satılıyor ancak kaliteli olmasını beklemeyin. Bir de pazarlık payınız çok büyük. Çoğu şeyi verilen fiyatın 1/4’üne satın alabiliyorsunuz.
Pekin’den sonraki durağım Xian’dı. Çin’in en eski şehirlerinden olan Xian’nın görülmesi gereken en önemli yeri meşhur Terra Cotta askerlerinin heykellerinin olduğu Qin müzesidir. Malesef Xian’daki vaktim sadece iş ile sınırlı olduğundan benim görme fırsatım olamadı. Buna rağmen Xian merkezini biraz olsun gezebildim. Çin’in en eski şehirlerinden olan ve önemli sayıda bir müslüman nüfusa sahip Xian’da Çin’deki gelişmeden nasibini alıyor. Her yer inşaat şantiyeleri ile dolu. Hatta seyahatim sırasında havalimanlarını bile yeniliyorlardı. Şehir merkezinde görülecek en önemli yerlerin başında şehir surları yer alıyor. 13 km uzunluğundaki surlar Çin’in en iyi korunmuş surlarından biri. Ayrıca Drum tower ve Bell tower da görülmesi gereken yapılar arasında. Drum tower’dan şehir manzarasını izleyebiliyorsunuz. Xian’ın merkezinde sokakta satılan geleneksel Çin el sanatları ürünlerini uygun fiyatlara satın alabilirsiniz. Çin otantik fırçaları, Buda heykelleri, mühürler, mumlar ve daha birçok hediyelik eşya tezgahı bulunuyor.
Xian’dan sonraki durağım Şangay’dı. Şangay kesinlikle Çin’in en modern ve en batılı şehri. 90’lı yıllarda bir tarımsal faaliyetler için kullanılan Pudong bölgesi şimdilerde nefes kesici gökdelenleri ile meşhur. Şehrin meşhur tarihi ve turistik bölgesi Puxi’den Huangpu nehri ile ayrılıyor. İki yaka birbirine tünellerle bağlanıyor. Pudong manzarasının en güzel görüleceği yer Bund diye adlandırılan ve Pudong’a tam karşıdan bakan nehir kenarında yer alan bölge. Özellikle akşam üzere binaların ışıkları yanmaya başladığındaki manzaraya doyum olmuyor. Bu bölgenin hemen arkasında ise Nanjing Caddesi olarak bilinen alışveriş ve eğlence bölgesi yer alıyor.
Şangay’ın 20 milyon’un üzerinde nüfusu var ve gerçekten çok büyük bir şehir. Adım başı lüks otel zinciri karşınıza çıkıyor. Nanjing caddesinde yer alan renkli tabelalardan başınız dönüyor. Şangay’ın gece hayatınında oldukça renkli olduğunu belirtmekte fayda var. Pudong bölgesindeki en dikkat çekici 2 yapıdan biri “Pearl Tower” yani Türkçesi “İnci Kulesi” diğeri ise şişe açacağı şeklinde tasarlanmış “World Trade Center” yani “Dünya Ticaret Merkezi”. İkisininde gözlem terasına çıkabiliyorsunuz. Ben Pearl Tower’a çıktım. Bund’dan bir tünelle Pudong’a geçip oradan da kısa bir yürüyüş ile Pearl Tower’a varıyorsunuz. Pearl Tower’ın ilginç olan kısmı gözlem kulesinin zeminin tamamen cam olması. Cesareti olanlar cam üzerinde yürüyebiliyor. Kulenin Şangay manzarası inanılmaz. Gece çıkmanızı tavsiye ederim.
Yapılacaklar listesinin saymakla bitmezyeceği Şangay’da Hunagpu nehrinde yapılan bot turlarını da gezi planlarınız arasına alabilirsiniz.
Tadında Seyahatler…
YORUM BIRAKIN