Sanırım 10. kez Avrupa’nın bu en neşeli kentine gittim geçtiğimiz Mayıs sonu. Bu kez kalabalık bir grup olarak gittik. Sosyal medyacı arkadaşlarla çok sevdiğimiz Katy Perry konserini izlemeye gittik. Konserden kısaca bahsedecek olursam, şimdiye kadar izlediğim en güzel, en dinamik ve en komik konserlerden biriydi diyebilirim. Bir de Madonna’dan böyle etkilenmiştim ama Katy Perry en az onun kadar iyi bir show hazırlamıştı.
Neyse asıl konumuza dönecek olursak, Amsterdam’a bu kadar çok gitmiş olduğum için turistik anlamda birçok yeri daha önceden gördüğüm için bu kez daha farklı aktiviteler yapalım istedim. Müthiş fotoğrafçı arkadaşım Hakan Kütahya ile biz biraz daha farklı bir yol izledik ve Amsterdam’ın en güzel, en tatlı mekanlarını fotoğrafladık. 3 gün boyunca o semt senin bu semt benim diyip mekan mekan gezdik. Harika yerler keşfettik. Bir sürü kahve içtik, kekler denedik, kahvaltılar ettik.
İşte bizi etkileyen en güzel 12 Amsterdam mekanı:
Pluk Amsterdam: Burası hem dekoratif ürünler satan bir dükkan hem de aynı zamanda bir kafe. Dekorasyonu içeri girer girmez büyülüyor. Herşeyi fotoğraflayasınız geliyor. Hele bir tatlı tezgahları var ki gözlerinizi yuvalarından çıkarır. 2 şubeli Pluk’a mutlaka uğrayın.
Wildernis: Burası bir çiçekçi. İçeri girdiğinizde bir botanik bahçesinde girmiş gibi hissettiriyor. Sağda solda çok güzel bitkiler var. Bir de çiçekle ilgili her türlü aksesuar satılıyor. Bitki meraklıları kaçırmasın.
Coffee & Coconuts: Bir sabah kahvaltı için Coffee & Coconuts’ı tercih ettik. Mekan çok büyük bir alana sahip. 3 katlı ve her bir katı da gittiğimizde doluydu. Bitkilerde ve kahve çuvalları gibi obejelerle dekore edilmiş sıcak bir kafe. Kahvaltı tabağı yumurta, muzlu pancake, müsli ve taze meyveli. Hem doyurucu hem de fresh.
Lucy’s: Tesadüf dolaşırken Dam meydanı yakınlarında karşımıza çıkan ve uzaktan görür görmez rengi ile bizi kendine çeken bir cheesecakeci Lucy’s. Hemen girişte sergilenen cheesecakeleri ile baştan çıkarıyor. Ben chesecake değil velvet cake denedim renginden ötürü. Siz de benim yerime bir cheesecake deneyin gittiğinizde…
Lavinia: Fresh, sağlıklı, vegan ve organik besinler servis edilen bir kafe. Dekorasyonu yine çok sevimli. Tezgahta teşhir edilen tatlılar burada da ağzınızı sulandırıyor. Kahve ve tatlı için uğrayın mutlaka.
Back to Black: Biz bu kahveciye bayıldık. Bir kere yalın bir dekora sahip. Yormuyor, dinlendiriyor. İkincisi ise nefis bir kanal manzarasına sahip. Dıştan görünüşü de dikkat çekici. Soluklanmak için gidin!
Cotton Cake: Alın size şeker gibi bir mekan. Burası aslında hanımların daha çok ilgisini çekecek bir mekan. Alt katı bir butik, üstü ise sade, yalın ve şık bir kafe. Ev yapımı limonataları ise enfes!
My Little Patisserie: Burası da çok ama çok tatlı bir pastane. Uçuk pembe, gri, mavi tonlarında masal gibi bir mekan. Tatlıları göz alıcı.
Cotton House: Dekorasyon ürünleri ile hayran bırakan bir başka dükkan/kafe mekan. Hemen kendimize buradan 1 kaktüs tabak bir de minik bir saksı edindik. Harika objeler satılıyor eviniz için.
Scandinavian Embassy: İsveç usulü kafeler şu sıralar Avrupa’da trend. Mis kokulu tarçınlı çörek eşliğinde iyi bir kahve için en güzel mekanlardan biri Türkçesi İskandinav Elçiliği olan bu mekan. İskandinavların dingin, yalın ve şık tarzını yansıtıyor.
Snatch:Amsterdam’ın birçok yerinde karşınıza çıkacak olan bir market/kafe. O kadar albenili ürünler satıyorlar ki ister istemez içeriye girip kendinizi kaybedip birşeyler alıyorsunuz. Velvet cake kurabiyesini tavsiye ederim!
De Laste Kruimel: Burası önünden geçerken vitrinde sergilenen enfes pasta ve çörekleri görüp de aşık olduğumuz cafe. Maleseg gittiğimizde içinde oturacak yer yoktu. Başka zaman gideriz dedik ama fırsat hiç olmadı. Ama benim için bir kahve içip yanında da o çiçekli pastaden yerseniz çok sevinirim…
YORUM BIRAKIN