Ankara Lezzetleri:
Meşhur Kayseri Tepsi Mantıcısı;
Çok mantı düşkünü biri olduğumu söleyemem. Dışarıda yemektense evde mantı yapıp yemeyi daha çok tercih ederim. Ankara’da damak zevkine çok güvendiğim arkadaşım Zeynep’in ısrarları sonucunda Yıldız’da bulunan Meşhur Kayseri Tepsi Mantıcısı’na gittik. Zeynep’İn ısrarlarının boşa olmadığını gittiğimde anladım. Öncelikle burada yapılan mantı daha önceki yediklerimden çok daha farklı. Bir tepsi üzerine mantılar özenle yerleştiriliyor. Üzerine suyu ve sosu dökülerek pişiriliyor ve yine tepside servis ediliyor. Ortaya da müthiş bir lezzet ve görüntü çıkıyor. Mantı dışında yağlama ve etli yaprak sarması gibi yemekler de bulunuyor. Ben denemedim ama sucuk içi adlı yemekleri de çok lezzetliymiş. Bu arada 1 porsiyon yaprak sarma, 1 porsiyon mantı, 1 porsiyon yağlama ve 1 burmalı tatlı için 90 TL ödedik.
Ankara’da çocukluğunu geçirmiş biri olarak bazı mekanların benim için ayrı bir yeri oluyor. Küçüklüğümüzden beri pastalarına hayran olduğumuz klasik bir pastane olan Angora‘ya yine uğramadan edemedim. Aslında uğrama sebebim, evlenecek olan kardeşimin düğününde servis edilmek üzere macaron ve cupcake siparişi vermekti. Uğramışken çilek ve çikolatalı cheesecake’inden yemeden edemedim. Her zamanki gibi taptaze ve lezizdi. Düğündeki siparişlerimizde misafirler tarafından çok beğenildi!
Macarons D’Antoinette;
Macaron çılgınlığı Ankara’yı da sarmış durumda! Gazi Osman Paşa’da Macarons D’Antionette adlı şirin mi şirin bir macaroncu açılmış. Renk renk, çeşit çeşit macaronlar satılıyor. Tanesi 2,5 TL. Menekşeli, Muz & Çikolatalı ve sütlü çükolatalısından denedim. Yanında bir fincan espresso ile çok güzel gitti…
La Gioia; Ankara’nın en eski AVM’lerinden Karum’un hemen yanında bulunan Beymen mağazasının altına Crew grup tarafından bir brasserie tasarlanmış. Oldukça şık bir mekan yaratılmış. Arkadaşımla bir şeyler içip atıştırmak için uğradık. Ambiyansı çok başarılı. Gelen ortaya atıştırmalık olarak gelen kurutulmuş domates, zeytin ve fesleğenli mezeyi çok beğendik. Çıtır tavuk parçaları da içkimizin yanında güzel bir atıştırmalık oldu. Bir sonraki ziyaretimde yemek için de gideceğim.
Cafe Lins; Türkiye’de ilk kez karşılaştığım bir konsept Cafe Lins‘inki. Tamamiyle bir Viyana cafesi şeklinde tasarlanmış. Menüde Avusturya’ya özgü her şeyi bulmak mümkün. Viyana usulü şinitzel, apfelstrudel, Sacher Torte, Linzer tart ve viyana usulü kahve çeşitleri… Mekanın dekoruda şıklığıyla göz dolduruyor. Cafe Lins’e sadece bir kahve içmek için uğradığımdan bitter çikolatalı ve kremalı kaffee Intermezzo içip aklım diğer lezzetlerinde kalarak oradan ayrıldım. Not defterime de bir başka tekrar gidelecek mekan olarak kaydettim.
Yelken Balık Evi; Benim için Ankara’nın olmazsa olmazı. Ejder usta’nın her akşam farklı mezeler yaptığı mekana her gidişimde acaba bu akşam ne sürpriz var diye heyecanlanıyorum. Bu seferki gidişimde Lagos kapama ve pazı sarma adlı mezeleri denedim. Ana yemek olarak da Fangri balığı ızgara yedim. Ejder usta ile sohbetim sırasında bir sonraki akşam sürprizinin ise Balık Lahmacun olduğunu öğrendim. Aklım kalmadı değil!
Timboo Cafe; La Gioia’nın yaratıcılarının çocukları düşünerek hayata geçirdiği kafe zinciri şimdilerde Ankara’nın en çok tercih edilen mekanları arasında. 3 yerde şubesi olan Timboo cafe’nin Panora AVM’deki şubesine bir akşam yemeği için gittim. Son derece eğlenceli bir dekora sahip Timboo Cafe‘nin yemekleri de oldukça lezzetli. Porsiyonlarda da son derece cömert davranmışlar. Başlangıç olarak Tavuk suyu şehriye çorbası üzerine de Tavuk Şinitzel yedim. Her ikisinden de çok memnun kaldım. Şinizel’in yanında servis edilen patates salatası da çok başarılıydı. Naneli limonatasını mutlaka denemenizi tavsiye ederim. Ankara cafelerinin ülke çapındaki başarısı malum. Bence Timboo’da Ankara’dan çıkan bir başka büyük cafe zinciri olacak gibi görünüyor…
YORUM BIRAKIN